Herkesin ateşi belli
Benim babana kadar yolum var
Kirim ahşap bir gemi
Sanırım anlıyorsun
Beni dört gece üst üste
Kinle yıkanan anlar
Bir dil var oluyo...
ne yedi katlı kuleler çıktım da diller öğrendim
hiçbirinde ismini doğru telaffuz edemedim
Tanrılar kan istiyor, iyi o zaman
senin sonsuz kalbini vereceğim...
Bildiğim tüm laneti okudum ve gücüm kalmadı aya karşı
Uludum gök bir avuç kadar geldi bana
Bir elimi yumruk yapmasaydım eğer
Açacaktım maveranın dikişleri...
Sanki annesi kendi içindeki acının
Öyle ki tahammülü yok ağacın gölgesine
Bakınca gökyüzüne içinde değişen telef
Güneşle gerdirilmiş yüzüyle beraber
Duru...
Eskiden bu şehrin büyüsüne aldanmış, her güzel şeyin bu şehirde yaşanabileceği gibi bir yanılgıya kapılmıştım. Bu şehir benim hayalimdi. Işıklarıyla gözümü b...
Beni biraz anlasan,
Gözlerinin mavisinde,
Derin bir denizin üzerinde kayıksız yüzen kalbimi
Saçlarının sarısının gönlümü bir vahadan
çöllere evrilttiğini...
Seni bir başkasının üzme olasılığı üzerine
Dizlerimi kaşıyorum,
Çenemi kapatsın diye
Bir yere geç kalmaktan çok
Bir yerde hiç bulunmamaktan ürküp
Gölge...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok