Gözlerine bakmak, olacakları düşünmeden tutmak elini, korkusuzca düşmek peşine, gittiğin her yeri memleket bilmek... Seni sevmek; gökyüzüne bakar gibi sonsuz...
Her şeyiniz olan biri hiçbir şeyiniz, hiçbir şeyiniz olan biri her şeyiniz olabiliyor bir anda. Hayat öyle büyük sürprizlerle karşılıyor ki bizi bazen ne tep...
Döküldü şakağıma bir an, tazeydim
Hiçi etraflayan çerçeveydim, bildim
Bendim kendimin tepesine tırmanan ve
Düşen harsız çırpınışa
Düşen ve unutan düşmeni...
Nesneyi gençleştirirdi ellerin, sırtımdaki gülkonmaz yara
Ömrümden uzaklaşırdı gayretsiz, hiçbir ömre giderdi
Soluğun varsa tazeydi dünya, varsan görü iyi...
III.
Gözlerinde silinen dünya, bilinendi
bir vakit
İzini savuran mazinin, gülüşünden önce
Görünen çizginde, dününden, durduğundan
kalan akit
Devinimi b...
I.
Bugün yine erden uyandım Mustafa
On beş metreyle yurdum olan odamda
Bugün yaşama, son kez diye uyandım
Ama aksini umdum, olsun diye umdum
Yalanı yok
...
Acının bile bir değerinin olmadığı ülkelerden yazıyorum
Her kanın arkasında bir gözyaşı
Her gözyaşını kurutan da bir umut dürtüsü
Yarının bilinmezliği ort...
“Bu perişan halime sebeptir
Senin unutmuşluğunu affetmeyeceğim”
-Gülten Akın
- Şimdi bin yıllık bir İslami gelenekten bahsediyoruz, üstelik bu mevzu yüzyı...
“Kaç hayal hapsi gördü aynı kuş kafesinde”
-Mabel Matiz
- İlk önce yapbozun parçalarına teker teker göz gezdirelim bakalım. Şimdi elimizde bir çiçek notu, ...
anlat tüm bensizliğini bana
bütün sensizliğimden yola çıkarak
ölüşlerden anlam devşirdiğimiz sancılarla
ayaklarından bağlıyor seni
ağrılı bir altı yüz el...
Uğurlayamıyorum seni içimden
Adı her geçtiğinde kalbimi sızlatan adam
Söyle bana çok mu zor şu mutluluk denen şeyin tarifi
Soruyorum beni hep ağlatan bu h...
Pişmanlığın mı yorgunluğu bu yoksa hasretinin mi? Niye vurur bu dalgalar içimin kıyısına? Baksana yine birikti çakıl taşları kalbimin tam ortasına, ağırlaştı...
Sen ki,
Siyah sayfaların üstündeki beyaz satırlarsın,
Hayatımın aydınlık yanısın.
Nisan yağmurlarının ardından açan güneş,
Tüm renkleriyle gökyüzümü boya...
Bugün askerden döneli on dokuz gün oldu. 31 Mayıs sabahı çıkacaktık fakat gece gelen bir emirle altı kişiyi erkenden bıraktılar. Ben de o altı kişinin içeris...
Gülmek de haram bana ağlamak da
Sen orada ölürken
Yaşamak haram bana.
Tanrı'm!
Kim buldu silaha mermi koymayı?
Ateş değil süt fırlatsaydı da silahlar...
çarşıda yürürken alıyorum o kokuyu.
yanından geçerken hani bütün benliğinle içine çektiğin kahve kokusunun
buram buram ben buradayım deyişinin ahenkle savr...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok