Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Bazen, bazen oluyor ki, dedim ona, içimde bir kuş var, alıp eline vermek istiyorum. Söylediğim her söz, sabah serini yaptığım tüm bu hayatı sevme yürüyüşleri...
bu reddedişle
bir sözlükle anız yakmak birdir gelecekte
kahramanım, öylesine ordan geçen biriydi
gömleyi ütüsüz olsa görmeyecektim
yani
-anlam yüklemeyi...
Beyaz bir perde çekti önce
Önüne de küçük bir tabure
Arkasında kaldırılmış bir çerçevenin yarım kalmış duvar eskizi
Kimdi giden
Çok mu oldu gideli
Otu...
Gelip sahile konarken her kuğu
Gerdanı mor bir deniz kabuğu,
Maziye götürüyor beni.
Mesela çıplak bir yaz gecesinde
Elini tutarken hani
Nasıl da izlerd...
Yüklen üzerime doğru;
kibrimin kabaran yerlerine yeşil çal
soluyayım göğsüme bastırdıkça
maviliğin gözlerimde bıraktığı yansımayı
Sokul geceye parmakla...
Hiçbir zaman yaşında olmayan çocuk
O hep sekiz yaşımda
Konuşmuş kokuşmuş ertelenmiş
Hep sızlayan yarası olan çocuk
Sığmaz, yutkunulmaz, ötelenmiş
İtilen...
"Aman bir güzel kız gördüm tutmuş yolunu, yolunu
Uzatmış gerdana zalım of eğri telini
Geldi geçti bilmem kimin gelini, gelini
Sorsam öldürürler sormasam...
Aptal telefonun beynime çivi çakan sesi ile açıyorum gözlerimi. Birden doğruluyorum, masanın üzerinde duran sigaradan bir dal yakıp balkona atıyorum kendimi....
Dünyada yedi milyardan fazla insan var. İnternetin yalancısıyım, tek tek saymadım. Canına yandığımın çekik gözlüleri yaktı bizi yine. Yarasa diyorlar, yemişl...
Bana her gelişin gitmişliklerinin taziyesi
Ardından kaldırdığım bunca cenazenin
Haksız hak sahibi kapımda dikilen diri bedenin
Dualar okurken çıkıyorsun ...
Sonumuzu önceden planlamıştım:
Mezarlarımızın içinde uzanıyorduk ve dokunuşların kaburgalarımı kırıyordu
Ben senin boğulduğunu millerce öteden hissediyordu...
İkinci denememde doğru anahtarı bulup kilide yerleştirdim. Kapı gıcırdayarak açıldı. Bir süre öylece baktım beni karşılayan karanlığa. Yalnız yaşayanların aş...
Ben öldüm. Daha ismi tam olarak konulamamış bir hastalıktan öldüm. Bilir misiniz ben de severdim sizin gibi çiçekler koklamayı, aylak gibi dolaşmayı; kuşları...
Bu dünyada hep mart ayını yaşıyorum ben. Gönlümü insanlara açmak için pervane olsam da bir buluttan nem kapıyorlar. Mart ayının güneşi gibi bir bulutta içimi...
Sana ait bir kent var, görüyorum
Uçsuz bucaksız surların yutup da sindiremediği Asırlar öncesinden acıların uğrak yeri
Trenlerin yolunun dahi kesişmediği
...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok