Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Ben bir türlü anlayamadım bu düzeni,
Bilmem kaç yıldır çeviriyorum bu dümeni
Siz diyin otuz ben diyeyim elli
Bilmem kaç yıldır çeviriyorum bu dümeni.
N...
kulaklarımda yankılanıyor
karanlığın çığlığı
işte geliyor acı
yeniden ve yeniden
durmaksızın
bıçaklanırken zevk alıyor
yaralarımda en güzel çiçeklerin...
bütün derdimiz
kendimizi sevmekti
bedenimizi
olmayan korkularımızı
korku neydi?
yalnızlık,
alışılmamak,
susturulmak,
işitilmemek,
korunmasız kalmak,...
...
"Bir nevi avuturdu bizi büyük insanlar, tüm sabahımızı bir hiç eder, aydınlığımızı karanlık bir odaya hapsettikten sonra ayağımıza bağlanan prangalarla ...
Edebiyatın Başkenti dergisi sanat danışmanı Öğr. Gör. Ümit Parsıl ile bir röportaj yaptık. Keyifli okumalar.
Sevgili, yavrum Mona.
Hatrın,
Midemde uçuşan kelebekler,
Fikrimde telaş.
Bir yorgunlukla hatırlıyorum seni,
Tıpkı beni ağlatan o şarkı gibi.
Ya en mutl...
Bir perdenin ardından izliyor gibiyim dünyayı
Bedenim yaşıyorken bilincim her şeye tepkisiz
Ben yönetmiyorum, ne hareketimi ne vaktimi
Gölgem bile düşmüyo...
Namütenâhi bir sema gözlerin
Milyonlarca gürültünün içinde en anlaşılır sükûnet
Tek senle aydınlanan bir soluk karanlık
Yegâne bir yıldız ki arayıp durduğ...
Gökyüzü manzaralı bir yer ayırttık senin için
Ağaçları yandaş ettik, sen yalnızlığı sevmezsin
Üşüdüğünü anladık, üstünü çiçeklerle örttük
Seni usulca gömd...
Benim yaram bir başka,
Hiç başlamamış bir aşktan kalma,
Sahipli bir kalbe vurulma,
Adsız bir sevdaya tutulma,
Dedim ya; benim yaram bir başka.
Mavi giyinmeli bugün
Öyle kuru kuru değil
Gök yaşarmalı
Soğuk geçmeli
Ten değiştirmeli gerekirse.
Pazar esnafına uğramalı önce
Kaçı kaç kuruş öğrenmel...
Bana kırmızı bir şarap getirin!
Bomboş aklım, bomboş midem,
Kırmızı kırmızı kusacağım,
Süt gibi ak, kaderin suratına!
Bana kırmızı bir şarap getirin!
En...
Hikâyemin sonunu paylaşacağım sizlerle, çünkü kimse hikâyenin öncesini merak etmiyor.
Öyle ki yaşanan acılara kulak vermek, aşılan yolları görmek için çaba ...
Gözlerine bakamayışım,
İçimdeki çaresizliğin acısını
Hissettiriyor.
Kör bir bıçak gibi
Yakıyor canımı...
Ne istediğimi bilmiyorum belki
Ama
Ne istemed...
Sonsuz güzelliklerin var ruhunda.
Rakılı bir akşamüstü
Ya da
Kan ter içinde uyandığım kabuslardan sonra
Annemin saçımı okşaması gibi sıcaklığın.
Görmek ...
Eğer ölseydin, ne yapardım bilmiyorum.
Elektrik tellerinde, akıma kapılıp ölen kuşlar gibi,
Düşseydi melekler can verip gökyüzünden.
Ay, oracıkta dururken...
Bir unutsam
Ah! Bir unutsam
Sarıp sarmalandığım battaniyenin tadını.
Geçsem içinden tüm rüyalarımın
Bitsede kurtulsam
Geceyi gündüz niyetinden
Falların...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok