Edebiyat > Şiir
Bu alanda, şahsınıza ait şiirlerinizi paylaşabilirsiniz.
Sen gidiyordun,
Aylardan Eylül,
Mevsimlerden sonbahardı,
Şu zamansız gidişinde,
Bu aşk boyumu aştı.
Eskiden olduğu gibi,
Yalnız değilim gerçi,
Yalnızl...
Kanlı bıçaklı olamazsın yer yüzüyle
Ve sevdalanamazsın semaya kedersizce.
Tek bir kemiğin dahi kalsa yerde
Ruhun yine kovuşacak gecenin yüzüyle
Demird...
kalabalığına karışmış zifir
en çok sana açılmamış sanki bu kapılar
kırık bardağın dolu tarafı
demliğin altındaki eski bir gazete
şu cılız ışık
bağrımda ...
Akşamla gündüz arası
Buğulu bir hava
Yeryüzünün karamsar hali
Gün sonu olduğundan mı
Yorgunluktan mı
Sen sözlerime makam olmuşken
Gökyüzü henüz aydınlığına kavuşmamışken
Sözlerimi sana sessiz arz etmeye geldim
Ben Allah'ı gösteren aynamı kaybettim
Nedend...
O benim yaralarıma üfledi.
Yara izlerim yokmuş gibi sevdi beni.
Ben kolonya döktüm onun yarasına.
Yüzündeki çizgilere bile yara izi dedim.
Ben Allah'ın var ettiği bu kainat içinde sessiz bir kuldum. Bir gün ömrümün neşesini sizin gözlerinizde buldum. Ayrılık acısıyla ızdırap dolu günler ile pek ...
Ya kahkaha aslında ağlamaksa!
Søren Kierkegaard
...
Seni sen yapan bütün her şeyin uzakta
şimdi seni sen yapanın ne olduğu komik,
anlam verdiğin şey...
delikmiş altı ben topladım sanırdım
dökülmüş yıldızlar zulamdan tek tek
daha yiyemeden tükenmiş azığım
oysa yetermiş insana zeytin ekmek
delikmiş altı be...
Ben Oyun oynuyorum..
Kendime bir oyun seçtim oynuyorum..
Sıkılırsam yada artık beni eğlendirmediğini hissedersem,
Başka bir oyun seçerim kendime.
O da ...
Salıncak,
Bir Yıldız'a kadar uzanacak...
Sadece sessizliğin duyulduğu,
rüzgarın hakimliğinde,
görmüş geçirmiş şu dağları izlerken
bir şiir ikram edesim ...
Mahmurluğum üzerimde,
sabah şiire yeltenmişim,
uyuyorsan rüyana buyur et şiirimi,
uyandıysan gözünü kulağını kapat hâyâl et...
Üzüntüyü bir nebze üstümde...
Küsüyorum bu taşlara,
bizi bu havadan beri hasta
eden taşlarla ağaçlara, plastiğe.
Şifayı kaptık
bir taştan labirent ki etrafımızı sardı,
küsüyorum
hav...
Kâh bir bitki dalında, kâh bir ağaç dalında yaprak...
Pek bir küçük doğar, yeşil rengiyle...
Yaprak büyür, ağaç dalını uzatır, bitki dalını uzatır,
sonra ...
Viran oldu gönlüm
Yıkıldı evim barkım
Gözlerim kapıda kaldı
Yârim uzaklardan bana el sallar oldu
Aya bakarım durmadan
Selamını aldım uçan kuştan
...
...
Dünyanın en uzak yerinden yazıyorum sana sevgilim.
Değmemiş avuçlarımıza düşen ateş önce hasta etti bizi,
Sonrasındaysa veremli ciğerlerimizi emanet ettik ...
Meydanlarda bir eksiklik vardı
Doldurulamayan dedikodularla dolubir eksiklik Kara Şövalye geliyordu
bir ihtiyarı susun dedi
Susun, o geliyor
Kara Şöval...
Çözüldü tenden ömrün bağları
Dermansız mı bu yol yâr söyle
Muamma gece gündüz avareye döndüm
Kök salmıştı oysa umut ormanlarım
Bi' gittin, kumdan kaleler...
Kabına sığmayan kederler akarsa gözlerinden,
Cama vuran yağmur damlaları kalbini delerse,
O efsûnlu güneşin sıcağı avuçlarını yakarsa,
Lâkin yine de umut ...
Bir lahzada sıkıştıysa aşk ,
Bırak !
Tutuklu kalsın ,
Bakışlarımızda zaman...
Senden benden eksiltir bu ayrılık,
Ta ki biz dediğimiz ne varsa :
Geriy...
Hiç bilmeyeceksin
Seni sevmenin, böylesine sevip
Uğruna kendimi feda etmenin
Ne denli zor olduğunu
Hiç bilmeyeceksin
Kendi içimde seninle olan savaşımı...
İzinsizce sarıp sarmalandım zaman tarafından.
Tüm bu gördüklerin ben değilim, onun bürüntüsü.
Ben ve esirgenişim çıkmazlara varmaya yeltendik.
Kangrenimsi...
İnsan bir et bir ruh biraz da düsleriyle
Varoluş çabası ne çok oransiz...
Bir yolun ortasında deneyimleyemediklerim,
Demlenmiş olan biten herşey
Oturu...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok