Ahmet Said Demir

Geçmişini getir, çocukluğunu getir bana

Kumdan kaleler inşa et kalbimin odalarına

Öyle bir diz ki dalgalar da yıkamasın

Acını getir, yasını getir

Kabulle...

Bir masa ... Oturdu tüm dunya , çocuk masa başında. . Bir dondurma istedi çocuk mavi mi mavi . Gokyuzunu yedi, dilinde kanıt ki gösterdi.

Kabarık bir sicille çıkıyorum karşına Allah’ım

Kırılmış kalpler ve incinmiş yürekler

bıraktığım

yazılıdır dosya kaydımda

Yarı yolda durduysam eğer

Yolun...

Bir zamanlar kendimi yakıştırdığım her yerde şimdilerde eğreti duruyorum. Bir zamanlar olmazsa olmazı olduğum hiçbir yerde şimdi esamem okunmuyor. Kaptanı ol...

İçimden bir şeyler kopuyor. Adını koyamıyorum. İçtiğim su bile boğazımda kalıyor.

Her sabâh güneş doğduğunda avuçlarımdaki umudu öpüyorum. Bir ışık yakıyoru...

Seni görmemekten deliriyorum.

Sesini duymadan uyuyamam.

Seni özledim.

Birtanem.

Aşkım,dünyamı aydınlatan.

Gelecek hayallerimin en güzel gerçeğim.

Gelec...

aylar önce

karıştırılan sayfalarda

elden

odadan

andan

-bir koku,

bir iz-

bulmaya çalışmanın

zapt edilemez

ağırlığı.

bir akşam ayazında

gözleriniz üzerimdeyken

güneş hemen yanı başımdaydı.

Öznel bir kayıptı benimkisi,

Sense heveslerini kum saatine ayarlamış çocuk,

Ruhunu bir pazar kahvaltısına adamış

Kalbini salınan çamaşır tellerine asmış ...

Sevgili bay ölüm 

Siz mi geldiniz yoksa 

Yankınız ürpertiyor ruhumu

Görünmüyor çehreniz

Uçsuz bucaksız karanlıkta 

Sesinizi işitmeyeli yıllar oldu 

Sev...