Ugly Kıng

Girdiğim her yol, nasıl?

Nasıl çıkıyor sana

Sen nasıl hala bende yakın bir masal

Sen nasıl bende hala, sevginin bizatihi adı

Varlığımın gururlu nişanı

S...

Siyah beyaz bir fotoroman olan Fransa yapımı kısa filmimiz, salt fotoğraflardan oluşuyor. Düşük bütçeli altyapısı sağlam, hikayesi etkileyici. Nezdimde öznel...

Yine etkileyici, mizahi yönü ağır basan, hicivden hiç kaçınmayan mükemmel bir Aziz Nesin romanıyla beraberiz.

Hayri adlı bir berberin hayatını, ama geniş...

Başkana yurt dışı gezisinde suikast planlayan örgütün tespitini konu ediyor. Durağan ancak etkileyen hikayesi var. Olay anında ise turist kamerasından izleni...

Ayaklarımın altındaki tabure kendime olan güvenimi kırmak için yerleştirilmişçesine bacaklarımı titretiyor.

İlmik sarılmış, boynumu ha kırdı ha kıracak. Bir...

Bir gün arabada yolculuk yaptığım esnada radyoda duyduğum bir dize içime o kadar işledi ki günün ilerleyen saatlerinde de zihnimde yankılanmaya devam etti. Z...

Sikeyim bulmacaları! Bulunca ne kazanacağız? Aramak önemli. Arayıp da bulamamak. Bulamadıkça delirmek, delirdikçe gebermek, geberdikçe çoğalmak.. İsa'yı gerd...

Üç aşağı yedi yukarı. Yedi aşağı sekiz yukarı; ve cehennem. Tüm formül bu. Ölümün formülü ve cinsiyeti. Bunu bulmak zor olmadı; biraz matematik bilsen yeter,...

Koşuyorum, koşuyorum, koşuyorum... Varmak istediğim nokta neresi? Bilmiyorum. Zihnim bomboş. kafamda uğultular dönüyor, durup etrafa bakıyorum. Kuş sesleri i...

İçinde anlamlandıramadığı bir acıyı taşıyordu. Bu acı güç mü veriyordu yoksa dibe mi çekiyordu? Dibe çekiyor olmalıydı... Yoksa bu durgunluk, hüzün neyin nes...

Yaşamının en önemli anına gözlerini açtığında insan; tutulmuştur bir zamana. Üstünden geçip giden yıllar o zamanı unutturur. Sanırsın. Büyümüşsündür ve gözün...

"You color my world even when I'm feeling blue."

En güzel fotoğrafı hak eden, ulaşılamayan.

Güneş doğdu yeniden bütün kızıllığıyla

Göğsünde bir kuş kanatlarını çırpıyor

Gözlerinde hüznün sevincin doluluğu

Göğsünde bir kuş kanatlarını çırpıyor

D...

"Yine o hatayı yapıyorsun, yapma." diyordu iç sesim. Ama kim buna hata diyebilirdi ki? Hata olmasına vesile olan o kişilerdi aslında. Yoksa içten gelen derin...

Koşar adımlarla çıktığım sokak kapısının ardında güneş, yüzüme çarpan o hafif serin esinti, içime çektiğim o temiz hava ve hiçbir zaman gitmeyen kara köpeğim...

Gezeceği günleri, yapacağı tatilleri, yeni yerler keşfedeceği anları, sevdikleriyle mutlu olduğu günleri iple çeken ve daha nicesiyle büyük bir yaşama hevesi...

Bildiğim bir şey var, üzüleceğim. Bildiğim bir şey var, susacağım. Bildiğim bir şey daha var, o yolu yürüyeceğim. Gökyüzü içine doluyor gibi hissettiren o du...

Nedendir bilinmez, etkiler.

Yürürken aştığımı düşündüğüm dertler, içimde deniz olmuş. Sessiz sessiz atmışım çığlıkları. Oysaki her zaman gürültülü atmak en iyisiymiş. Attığımı düşünmeyi...

İnsan, yaşamında olan şeylerden her zaman ya gitmekten çekinir ya da onları sürdürmekten. Hayatta asıl en zor olan uzaklaşmaya mı yoksa daha çok çaba sarf et...