ölüm gelip kapıma dayanana dek küçük bir kız çocuğuydum ben
Azrail iyi bilir
o gün o evden bir cenaze bir çocukluk kalktı
sonraları çok uğraştım kaybetti...
Hiçbir düşüncem yok hakkında tüm bu karmaşanın
Ve tüm bu sakinliğin
Hiçbir düşüncem yok
Ne düşünsem zaten ben
Birkaç akşam sonra ellerimden kayıp gidiver...
Zamansız ve savruk
Üvey bir aşkın
Damladığı bir yudum huzur
İncecik bir sızı
Kanar durur ta şuramda
Bir kuş kanat çırpar,
Sen gülünce.
Uzar...
Kuyularda saklanan ses ile
Suya can veren kanat,
Hayatın damarlarını incitmeyen gece ile
Günaydını kıran sabah arasındayım.
Ve unutmuşum içimdeki huzur...
evimizden cenaze çıkardım sen yoktun
yedi günü yedi yemekle donattım sen toktun
odamızı yedi ton kanla boyadım
seni bana rağmen namaza kaldırdım
çayımıza...
Duygularım fırtına, düşüncelerim rüzgar,
Batan güneşin ardında bir umut beklerim.
Gökyüzünde yıldızlar, yollarımı aydınlatır,
Geceyi aşarak yeniden doğaca...
N'için kurban oldun bilmiyorum
Öyle saçma sapan savlar, öyle yalan dolan herşey, neler neler..
Seni kurban edenler kimler tanımıyorum.
Bombayı atanla...
Bir uyku uyandır gözümden
Islak kuru tüm susayışlar
Boynunun kıvrımında saklı kalsın
Bir acıma fışkırsın acıma dogru
Hadi de
Bir gündüz vakti sarhoş o...
Artık kabul etmekte ustalaşan biri oldum
artık geriye dönük pencerelerim kapandı,
içimde hep şimdi var içimde oluşumlar
bir narenciye sıkacağı şiiri bü...
gece yarısı gördüm en güzel manzaraları
yıldızlar yağdı, tanrıçanın gözyaşlarıydı
ve bi öpücük kurtarır sandım
tüm o kozmik yalnızlık ve sarhoş zırvalıkla...
Gövdesiyle dönüp bakan o insanları yitireli hiçbir şey eskisi gibi olmadı bir daha.
Şimdilerde herkesin gözleri bir şeylerin üstünde fakat neye yarar o bakı...
Ne garip yıllanmış bir gülüşün ardından..
Gözlerin dolu dolu olduysa
Sapsarı yapraklarla bezeli uzun bir yol
Yolun sonu güneşli..
Yolun sonu sen.
Ken...
tüm yol takibinde hikayenin
anlamı yok, eğer özel olmayacaksa.
herkeste olan bende olmasın,
herkese eşit ışınsa güneş bana doğmasın.
şartel attı her oda ...
Uçan her kelebeğin yeni bir güne uyanabileceğini bilsem
ürperir miydim
herşeyin küçüğü seninse kendin güzeldi
her güne yeni bir umutla bağlanıp küçük
çoc...
Akdeniz, işte karşındayım
Seyrediyorum seni bir kayalığın üzerinden.
İlk yüzleşmemiz bu.
Ben bir yalıyarın kenarında oturuyorum
uzatmışım ayaklarımı boşl...
Ayrılık ne biliyor musun?
Ne araya yolların girmesi,
Ne kapanan kapılar,
Ne yıldız kayması gecede, ne güz
Ne ceplerde tren tarifesi,
Ne de turna kat...
Metal tabutlarda insan konservesi,
Bu yolculuk kimin?
Edilgen vitrinlerde Fordist ruhlar,
Adem, anlamından kaçıyor.
Otomatik diyaloglar ve silikon bakışl...
Bir rüzgar savurur gibi savruluyorum hayatın ortasında
Rotasını kaybetmiş bir gemi misali
Dalganın sesiyle dalganıyor ruh halim
Gecenin dinginliği daha...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok