Sekiz dakikalık bir kısa film.
Böyle bir durumda ben neler sorardım diye düşündüm de, bazı şeyleri hiç öğrenmesem daha iyi sanırım.
İzlemek isteyenler...
bin sekiz yüz elli altıdan kalmış eski bir makine
bin hasara uğramış
sahibinin umurunda olmazmış yenisini alırmış kafası rahatlarmış
ahmak da ondan alas...
Her şey nasıl da biçimsiz. Ağzımın yüzümdeki konumunu düşünüyorum bazen. Dişlerimin ağzımdaki konumunu. Burnumun ortasız duruşunu. Gözlerimin çöküntüsünü. Ke...
Konusu, askere diye götürülen köydeki erkeklerin bir daha geri dönmemesi veya dönerse bile ırmakta ölü olarak bulunup döndüğü köydeki kadınların, yani dullar...
bu uçurumlarda artık yerimi yadırgıyorum,
yere çakılmak eskisinden daha iyi hissettirmiyor.
daha sert olsundu diye düşüşler,
ayaklarıma bağladığım taşlar....
İnsan bazen öyle bir vaziyet alıyor ki sanki diğer insanların refahı senin onların hayatlarından gitmene bağlıymış gibi.
13/07
“Her şeyin geçip gittiğine, yaşadıklarımızın geçmişte kaldığına kim inandırabilir bizi? Anılarımızı avuç dolusu su gibi her sabah yüzümüze çarpmanın işe yara...
Kusura bakma dalgınım bugün
Biraz da sarhoş
Her yeni gün hatırlatır dünü
Tavırlar nahoş
Her gün yeniden ölüyorum
Mezardan kalk koş
Bilmiyorum hâlâ dönü...
İnsan insanın mevsimidir demişti gözleriyle. Kendisinden önceki kavurucu yaz sıcağı tatsızlığındaki ömrü savururken dallarımdaki kuru yapraklardan da arındır...
Yalnız ruhum, gözlerim buğulu
İnceden sızılar yorgun bedenimde
Sisler ve karanlıklar arasındaki yolu
İradem seçemedi her deminde
Yanlış yok bu düzenbaz h...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok