Kırdığın yerden bakma bana, bakışların acır.

Parça bir ruhta kesilir kolun kanadın

uçuşların hep noksan, hep eksik

Ve birleşemem bir daha, toplasan bile ...

Bir gölge olsaydım

şu vakitlere serilen.

Yalnızca bekleyen bu düş

hiç ışık görmeseydi.

Sızmasaydı ellerimden ruhuna.

İşte parlak bir histi

avuçlarımda ...

saçların

toprağım oldu

gezdirdim ellerim

ağlar gibi

dudakların

mezarım olur

bi kez konuşsa

sever gibi

"Bir ân kaçırmış olsak bile, ertesi gün daha da hızlı koşarak, kollarımızı daha da ileriye uzatarak hayâllerimizi yakalamaya uğraşıyoruz. Sonra güzel bir gün...

Işıklar yavaştan sönüyor
İnsan kendini hiçlik atlayışlarına alıştırıyor

Ve işte Ölüyorum

Ne dehşet verici bir son

İnsanın kendi ölümüne seyirci kalması

Göz göre göre ölümü yaşaması

Gün gün hafta hafta

Sallanırken zamanın...

Siper etmiş ellerini 

Seni, senden daha iyi korurum ben 

Tırnaklarının arasında gördüm yavanlığı 

İçin, içimi kemirir. 

Kalkmayacağım buradan 

Üstüm baş...

Dünya nimetleri renkli  

Küçük toz taneleri gibi  

Yağarken her bir sokağın köşesine 

Benim üstüm karanlık! 

Sımsıkı kaplanmış gölgeye 

Mahrum nimetlerd...

Bu yol hiç bitmedi 

Bir bilet aldım. 

Kazıdım, bir beklenti daha boşa çıktı. 

Kalbimi aldırsam gider mi bu kırıklıklar? 

Dinlenebilmekte ne zordur şimdi ...

Fazla yalnız kalmayın.

İçinize, derinlere

Anlamlı bir yerlere gidiyorsunuz.

İnsanlarsa sığ noktalarda kalıyor.

Beg...

Nefretle bakış atıyor suratıma raftan

okunacak kitaplarım

sahil kenarında bir çay bardağı,dudağımın izini arıyor

Gülhane’de ceviz ağaçları çağırıyor beni
...

Ne çok acı var ve mutluluk nasıl kırılgan.

Gecenin bir buçuğunda, sen olsan böyle olmazdı hissi tarafından kapım kırıldı.

Yalnızlığın kol gezdiği bu sokak,

Ürkek bir valiz tekerleğine kulak kesilmiş.

Boyunlarını eğmiş sokak lambaları,

Sarı bir ışık kusuyor kaldırımlara,

Öyle...

Hepimiz savruluyoruz

Oradan oraya

Bazen çok güçlü bir rüzgar

Bazen hafif bir esinti

Bazen kilometrelerce yol

Bazen milimetrelik kıpırtı

Bazen önümüzd...

Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Pervane olan kendini gizler mi hiç alevden?
Sen istedin ondan bu gönü...