Bir mezar dolusu toprak var ağzımda
İçinde sözlerin ölü bedenleri
Dişlerimin her biri
Üzerine kapkara yalanlar yazılmış
Bir mezar taşı aslında
Kimses...
Kitabın kapağından da anlaşılacağı üzere Altıncı Koğuş bir hastane veya hapishane öyküsü gibi durmaktadır. Rus edebiyatı benim için karşı konulmaz bir lezzet...
Hiçbir acıyı tarif edemedi bu dilim
Ölüme dokunsa gül patlamış ellerim
Borçlu olurdum Beyoğlu’nda bir günah
Ölüme dokunsa gül patlamış dudaklarım
Şarap ö...
Neyden kaçıyorsun, rüyandan mı, dedi. Gülünçmüş bu. Bu tersine adımladığın her şey gerçeğin ta kendisi, dedi. Evet, rüyadan kaçmanın kendisi bile. Sordu. Der...
Wê peyamnêrek were
(bir elçi gelir)
Qasidek were
(bir peygamber)
Ji minra qalate bikin
(senden söz ederler)
Qala cavênte
(gözlerinden söz ederler)
Ca...
Biliyorum, adım adım uzaklaşıyorsun.
Her adımınla aramıza kilometrelerce mesafe açıyorsun.
Oysa uzaklaştıkça yakınlaşıyor ruhlarımız.
Karanlık bir dünyanı...
Kırk yılın,
Kırk bin hatrı kaldı kahve gözlerinde.
Katranlaşmış kalbimin telvesinde,
Binbir gece masallara sebep,
Ey gece,
Elemin ile çökmüşsün gözlerim...
esnek paydos sülfürün
romantik seyrini inceltiyor
rüzgarın boynu dolunaya
sırt çevirmiş,
sırtı ince
—elend...
İçtim huzursuzluğu,
Hasret rüzgarını ciğerlerime kadar çektim
İçime işlenmiş bu kasvetin
Adı sevmek
Soğuk banklarda oturup
Kaç defa onu bekledim
Saçımı...
Ahir zaman insanı olduğumuzu
Unuttuk
Sanki mahşer yok gibi
Hesap yok gibi
Yapmacık insanlar olduk
Sevmez olduk, yürekten
Dilde bizdeki sevmek
Dil de p...
Ömrümün türküsü dudaklarında zayıf bir selâ.
Dünya, sararan bir yaprak parçası artık. Sokak başları boş bir uğultu.
O güneş ki ısıtmıyor gözlerini.
Kalaba...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok