İçimde dokunaklı
Sevmek arzusu
Nahif, öyle içten
İspirtoya batırdım yankımı.
"Seni seviyorum"
Ki harflerim
Yuva yapsın saçlarına
Kokuna sarılsın
Gels...
Bir kavgaydı ki
amansız
bir ekmek oyalardı ölümü
buğusunda
bir de aşk
bebek teni kokusunda
masum, apak
yaşanası, dilenesi
anların dışında
sorsalar
...
kenti toprak kokusu sarar
telefon kulübeleri isa gibi dikili
birileri kulağıyla keman sesi arar
kırmızı otobüsler bozar ahengi
koyu bir griye batmıştır ş...
Bir antikacı olmak isterdim,
Saf kahve koksaydı bir de dükkanım.
Yaşanmış kitapları da koyardım raflara,
İçinde notlar olanları hani.
Satırların altını ç...
Kanımın damarlarımda değil de
Toprağın altına doğru aktığını hissediyorum
Kalbimin pompaladığı her kan
Ayrı bir ayrık otu yetiştiriyor mezarımın üstünde
...
... O zaman şöyle demeliyim: Seni az tanıyorum... Az...
Sen de farkettin mi? Az, dediğin, küçücük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece iki harf. Ama aralarında...
gün aydın/gün!
azimle büyüdün sen
arkanda kanatlarından inen tüyler
-onlar, kağıtlara retro fotoğrafları çizen-
pegasus ulaştırmıştı seni suskunca
siyah...
Hiç sahiplenemedim.
Her aşk emanet gibi dururdu üzerimde.
Ya dardı kolları, sıkardı beni.
Ya uzundu paçaları, yıpranır eskirdi.
Ya da zaten benim kalıbım...
akıp giden yol var önümde
bir de gençliğim
heyecanım var
ama heyecanımız yok
birbirimizi kapalı kutu sayıp açmaya hiç yeltenmeyişimiz
ne kadar kapalıysa...
Eylülün başı,
Hava yavaş yavaş serinliyor.
Deniz kenarına geliyorum.
Hafif adımlarımla kuma basıyorum.
Dalgaların sesi müziğime eşlik ediyor.
Aşk kapımı...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok