Buğulanmış camlarda saklıydı adın, sıcaklığında zemherilerin.
Vatozların hafızası kadarmış meğer benim kalbindeki mahzenlerim.
Sürgüne gönderilmiş biçarele...
Bir yürüyüşe tutturuyorum yalnızlığımı
Dağlardan ulu sesler akıyor saçlarıma
Ortasındayım karanlığın ve putların
Ceninden dökülüyor pul pul kaburgam.
Ek...
şimdi koca bir yalnızlıkla,
küçük bir odada savaşıyorum.
tüm yenilgilerimi yitirdim,
kaybettiğim topraklar bile benim değil.
üzgünüm, seni başkasını seve...
Soframda yeşil biber, tuz, ekmek
Testimde sana sakladığım şarabım
İçtim yarıya kadar bir başıma
Seni bekleyerek
Niye böyle geç kaldın?
Nasıl güzel bir dil ve ne güzel şarkı. Dinleyince, bu şarkının yaratıldığı topraklara gidesim geliyor. Oranın suyundan, havasından elbet bir şeyler karışmışt...
"Beni sen delirttin." demişti bana. "Ben neler yaşadım biliyorsun. Hiç kimse, hiçbir şey beni bu raddeye getirmemişti." Onu öylece dinlemiştim. Delirenin ken...
Bu hiç bitmese...
Keşke bunun olacağını hep bilsem.
Öyle bir bilmek olmalı ki hiç bilmemişlikten gelen bilmeye susamış ve henüz öğrenmemişken biliyormuşsun...
Ama hayır kurudu işte göz pınarlarım
Ağlaya ağlaya kalmadı tek bir damla
Sen gidince anılar kaldı
Çoğaldı sanki saklaya saklaya
Sensizlik beni çok yordu
...
ama sen yaptın bunu
her şeyin en kötü yerini aldın, ovdun, sildin, zımparaladın
kendinden kattın
ne bulduysan, her gecenin en güzelinden
bana verdin
sen...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok