melik yanar
@mlkynr
Yüksek dozda çocukluk günleri hüznü taşır kalbim. Yağmurlu kentlerden kaçmakla geçti bütün yolculuklarım.
Bilirsin.
Yalnız sen bilirsin aynı çukurdan çıktığımızı,
başımızı gökkuşağı altında yağmura tuttuğumuzu.
Kirlenmiş ne varsa bu ömürden
bir yağmur damlası...
İlk ayrılıklarda her sahneyi yazmış kadar hatırda tutardım;
kaç saat sustuğumuzu bilirdim dolup taşan kül tablasında,
kaç gece ağladığımızı,
birkaç kez de...
Ona söyleyecek hiçbir şey kalmamıştı.
Tedavülden kalkmıştı sözcükler.
Öyle delikanlılık falan da yapmadım,
vurup kapıyı çıkıp gidemedim de,
eşiğinde bekl...
Böyle günlerde insan takvime bakıp hangi yılın hangi gününde olduğunu şöyle bir yoklamaya çalışır zaman hafızasından. Oturup uzun uzun düşünecek kadar şanslı...
Günlerin bitip tükenmesini beklediğim bir yaşamda duruyordum ben
Günlerin gecelere dönmesini beklediğim zamanda.
Donuk, buz rengi ve kimsesiz mavilikler.
...
Binlerce çiçek topladım sana içimin arka bahçelerinden,
Adımlarının izlerini okşadım gece yarısı uykularında.
Yüzüme ellerinle dokundum
Ve yeryüzünü parma...
Düşün,
gidecek bir yerimiz var.
Yollarından geçenleri uğurlayan yaz akşamları,
çiçek mevsimler,
soluğu göğe varan sarı başaklar,
gözlerimizde kaybolmuş ...
Ne mi kaldı bizden geriye?
Uğraşma boşuna, cevap veremez sana şarkılar.
Şöyle bir özet geçeyim sana tozu alınan eşyaların şahitliğinde.
Dünyanın bütün dil...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok