"Geldin mi? Burada mısın?"
"Geliyorum. Kimim ben?"
"Bilmiyorum. Geldin mi? Burada mısın?"
Anahtar deliğinden gözetliyorum onu. Kendi kendine konuşurken, ...
Karşısında dokuz beden; dokuzu da örtülü. Dokuz örtünün dokuzu da soluk, dokuzu da ayrı renk. Toz pembe ama soluk, gök mavisi ama soluk.
Baştaki bedene yakl...
Koşuyorum.
Salınmış saçlarımın, köklerini unutarak "özgürlük" zannettikleri savruluşlarına kendimi bildiğimden acıyarak, oksijenin sanki deldikçe daha da de...
Ölüleri görüyor, kapattığında gözlerini-
Sekizinde bir çocuk.
Sarı saçları, dalga dalga.
Bir yaramazlıkla şahit olduğu tanımsız bin ceset.
Binine de sar...
Birkaç saat önce ayrıldığım noktaya, birkaç saat önceki benliğimden kopmuşçasına, sanki apayrı, geri döndüm. Benliğin ayrışması ya da dönüşmesi bu kadar basi...
Bu duyacaklarınız, sesimin yankısından geriye kalanlar. Çünkü ben; bir metre yakınına yaklaşmadıkları, dibi görünmeyen o kuyunun dibindeyim. Kuyuya atladığım...
Köşedeki tekli koltukta, dirsekleri dizlerine dayalı, beyaz halıya yapışmış siyah pamuk parçasına bakıyor, bakıyor, bakıyor. Ne yemek sipariş edeceğine karar...
Tüm bayraklardan birer parça kesip kefen diktim kendime. Elimde bavulum; bavulum ağzına kadar biz dolu. Çıktım evimden tüm kirimle. Vardım gittim sonunu kes...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok