Harcanmış bir hâyâlin burukluğu
göğsüme ansızın çökerken,
yaşanmışlıklara kelime arayacak
gücü bulamadığımda
özlemlerin içine ateşi karıştırdım
ve sevgi...
Nefes almayı unutmanın bir yolu var mıdır? İçimi kemiren başka bir soruya bu dehlizde cevap vermek çok zor. Bu melankoli sanata bir sebebiyet sunar. Kanımca...
Hadi gidelim beni yoksul ormanlarına götür. Yoksul çünkü yoksun, sevmeyi beceremediği evlerden kaçtı. Üstünde bir şey yok. Yığınla yalnızlık, tonlarca ağırlı...
Sen dolamışken ömrüme kollarını
Saç tellerim kopar dolanır kimliğine
Az evvel aldığım zamanı veririm borcumla
Tutar nefesimi beklerim ufukta
Doğan güneş...
Dillerden düşmeyen zamane dostlukları,
Sırayla kapılarımı çalar oldu
Aralanmış pencereden bakan kuş misali
Ufacık bir açık bekliyorlar benden
Uzak kalın...
Demin
Oturduk bir kıyıda ikimiz
Yeni bir aşkla, karımla ben
Yeni, yepyeni bir aşkla
Üstümüzden pek acayip kuşlar geçti
Bir sonsuzdan bir başka sonsuza.
...
Bir gün daha batıyor
Gökyüzü sessiz
Karanlık çöküyor ağır ağır
Hala uyumamış İstanbul, koşturuyor
Kediler yalnız sokaklarda, kimsesiz
Yürüyorum yorgun a...
İçimdeki o derin boşluk sürekli büyüyordu. Kendimleyken mutluydum, kendimi de seviyordum fakat gerçekten de kocaman bir yalnızlığın içinde kayboluyordum. ...
İç sesimi dinleyeli bayağı oldu
Beni yanıltıp anneme bağırdığım günden bu yana
Kaç mevsim geçmişse cebimde tutuştu
İntihar etmek fikri
Hiç bu kadar saçma...
Gerçekleşecek hayallerimiz var
Belki bugüne belki de yarına o olması gereken hevesler var muallakta kalan
Kuş lokması kadar hayatlar var kursaklara takılan...
Şehrin ışıkları henüz sönmeye yakın
Aklımda kalan bir isim ve hisler
Yürüdüğüm yolun beni büründürdüğü hal
Küçük ve yavaş adımlar
Kendime dışarıdan bakma...
Bir ömrün affını kaç güne sığdırırsın?
Sayısı önemli mi?
Pek tabii bence
Aynı sarmalın ucunda
Ayaklarımı sallıyorken
Kendimden emin değilken
Tanımıyork...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok