Ömer YER

Sarı, yeşil, turuncu yapraklar rüzgârın peşine takılmış salınıyorlar ağaçlardan aşağıya. Ne yağmura ne kara benzeyen bir yaprak yağışı sarmış sokağı. Sisli v...

"Sizi sürükleyen dalgadır, yaşam bu; ne yargılanabilir ne anlaşılabilir, bırakın gitsin demekten başka yapacak bir şey yok."

Selami İnce abimin anısına…

Yaşça büyüktü benden, 

Gıcırtılı tekerlekli sandalyesi, 

Köstekli bir saati vardı

Zulada Marlboro ve muhtar çakmak

En sevdiğ...

"Non, ne pleure pas, quand la mer bruisse en grondant
Non, ne pleure pas, demain viendra le bon temps
Le vent de la mer qui se leve soudain a l'horizon
Le...

27 yaşında, sanatla iç içe büyümüş, elitizmden uzak yaşamış bir birey olarak size bir günümü anlatmak istedim. Bana kalırsa oldukça sıkıcı bir yazı olacak, o...

Gülmeye çalışırken ağlıyor,

Koşarken yürüyor,

Hatırlarken unutuyor gibi

Severken ulaşamamak.

Hep oradaydılar, hiç gitmediler

Bırakmadılar beni benimle

İzin vermediler yanlız kalayım kendimle

Ben yalnızlığa aşıktım

Yalnızlık benden nefret ettiği h...

Her insan, okunması gereken bir kitaptır.

Sen ise Azizem, bir Kitab-ı Mukaddes'sin

Ellerinin zarafetine düşkünlüğüm varsın bir zaaf olarak geçsin kayıtlara...

Kısa yolculuk deyince aklınıza şeritli, bir yanı ağaçlı o muhteşem yollar gelmesin, bu başka kısa yolculuk.

Şunun hiç farkına vardınız mı?

Her şeyin kısası...

Zamanla anlayacaksın beni

Belki ben anlamsız bir kelimeyim

Bununla yüzleşeceğim aynada

İki ayna var hep elimde 

Birini sana doğrulturken diğeri parçalanı...

Lanetler, belalar yer edinmiş

Gözler kinli, sabırsız diller

Yağmurlu, taş kaldırım sokakları

Sahtelik doldu şehrimin insanları

Bugün özlemekten bahsetmek istiyorum. Bilineni ve bilinmeyeni özlemekten. Bilineni özlemek diye bir şey var. Bir an, bir mekan, bir koku, bir insan ne gelirs...

Yüreğimiz elimizde verilen sözler,

Burun sızlatan terli gözler,

Ne zaman bu kadar anlamsızlaştı?

Sayfalara sığamayacak kadar büyük,

İçinde ölümsüz kelebe...

Suyun dinginliğinde akıp giden bir vapura bindi bedeni. Sessizce süzülüp geçti insanların içinden. İki gündür bir lokma girmeyen karnı guruldamaya başlarken ...

Hiçbir masalda geçmiyor onun adı

Etekleri tutuşan prenses 

Ter kokusuna karışan heyecanları 

Saklayamazdı oyuncak bebeğinin kopan uzuvlarını

Uhu kokardı ...

Sebep, sonuç, neden bir irtifa. Boyutların adımladığı her perçin ve her defasında yenidenleşen tınılar.

Ellerim ıslak, gözümü yumuyor muyum? Şu an hayatımda...