"Diz çöktüm dünyanın namert yüzüne,
Gözümden gönlümden düşen düşene..."
Ne çok yıprandık ne çok öldük bu günlerde.
Ama bilirim yine diriliriz ve yine ölür...
"Bu Gezi Yazısı kesinlikle madde kullanımını özendirecek şeyler barındırmıyor.
Sadece, öğrenciyken yurtdışında yaşadığım ve şimdi dönüp bakınca eğlenceli bu...
Yaklaşık altı sene önceydi. Çok sevdiğim bir arkadaş grubuyla havuza gidecektik. Uşak'ta malum deniz yüzü göremeyen biz gibi garibanlar, su kaydıraklı yüzme ...
"Ne olaydı, şu gönüle huzur veren yerde büyük bir şehir olsaydı."
Hz. Süleyman
Bursa, kendisine bağlı ilçe kuruluşları, kale tepesi, Gemlik, Mudanya, İzni...
Sıcak esintileri kovaladığı sıradan bir yaz bunalımı.
Evini sırtında taşıdığı bir çantası ve gitarı omuzlarını tahriş ediyordu.
Kaybolmuş koca bir kalbin ...
Eminönü'ne gidiş ayrı bir güzeldi. Martıların güzel sesleriyle birlikte o gün ayrı bir güzellikte olan denizin temiz mavi sularını izlemek huzur vericiydi.
...
Henüz ölmemişken, diye başladı yazısına, bir şeyler daha bırakmak istiyordu bu dünyaya. Kanser olduğunu öğrendiğinden itibaren karamsar bir halde oturup vahl...
Kum, odun kömürü, barut. Bilincinin ayıklayabildiği bilgi parçaları bunlardı, bacağından beline doğru sinsice yaklaşan sancı sonradan geldi. En sonunda da gö...
Sonsuza kadar genç kalacakmış gibi bir hali vardı. Yüzünü uzun süre görmeyen her insan uzun uzun ona bakardı. Görmeye alıştığı veya görmek istediklerine uzak...
Yılın bu zamanlarında Fenerci İsmet’in köyünde deniz, mavi bir örtü kadar sakin olurdu. Uzaklardan gelen esinti bazen Anadolu’nun göbeğinden gelirdi. Bu tür ...
***
Eliyle gösteriyor.
Şu göz diplerimize kadar uzanan mavilik, şu soluklaşan ışık demeti… Susuyor, düşünüyor, ellerini iki yana açıyor, devam ediyor: Üzer...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok