Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Batmakta olan güneşe miydi sevdamız?
Yoksa
Bir topun peşinden koşan
Üç beş çocuk olmamız mıydı anlamazlığımız?
Akşam ezanı çocuklarıydık biz.
Hakemimiz ...
Hangi şiirdi bu, kelimelerinin peşi sıra kaybolduğu.
Ve hangi şiirdi, duygusunu duygusuzluk üzerine inşa eden.
Sarf edilen sözlerin yerle yeksan hükmü,
Bi...
Yalnızlık yağıyor şehre
Yoksul caddelerde yürüyor insanlar
Atkısız
Kazaksız
Suskun belki de
Caddelerin kenarında yanan sonbahar lambaları
Ve evlerin i...
Ne edep biliyor genç neslim ne de haya
Sorsan düşman olacak yüce İslam'a
Dedesinden kalmışken bu kutlu dava
Araya aldı, hayran kaldı sayısız puta
Sözü kü...
saat gecenin üçü
bi büyücüler ayaktadır şimdi
bi de sandallar
esasen sandallar ayakta bile duramazlar
içip içip sızmıştır şimdi ayyaş sandallar
denizi ç...
Varsın çıkmasın ses
Ses olur bağırır defter
Sus olsun söylemesin dil
Ağız olur konuşur kalem
Kilit olsun açılmasın çene
Anahtar olur açar harfler
İşare...
Sıkılmış ruhum, akmış bileklerimden
Damlamış ruhum, solmuş yanaklarımdan
Akar gider, bakmaz gözlerime
Açılsa da bakırlar, uçsa kafesimden
Ruhum bitmede...
Bir köşeye oturmuş seyreyliyorum hayatı
İnsanların kimi aceleci
Kimi ise mağrur, ağır adımlarıyla ilerliyor
Bahar gelmiş, her taraf yeşil
Ve gökyüzü
G...
Sonbahar da geldi, yapraklar ağır ağır bırakıyor kendini toprağa
Martılar denizin üstüne üşüşmüş ve hava rüzgarlı.
Havanın renkleri günden güne koyulaşıyor...
Bir devrim sabahı, kapalı kapılar ardında
Bilinmezken gerçeklik, sahte yayın bandında
Yalan kol geziyor siyasetçiler çarkında
Bir isyan yakındır onca bask...
bursa'da bir gece
bir yıldız parlar da kendi harından
aydınlanmaya yüz tutmuş gökte
göğe umutla sarılmış
süzülen bir hüzün kalmış elinde
cosmosun ni...
Dünyanın en eski şehrinin
En eski eviyim.
Duvarlarım kararmış
Yeri geliyor, üşüyen insanları ısıtıyorum
Ama öyle yalandan,
Pencerem bile yok aslında ba...
Tarlalarda başaklar salınıyor
Havada pek bulut yok
Gelip geçen mevsimler öyle ki güneşe tok
Gökyüzü yediyi yirmi geçe kopkoyulaşıyor.
Camını aç bu havala...
Öylece bakma yalnızca
Gör aynadaki aslın
Üzerindeki deri kıyafeti
Anımsa her bir noktasını
Havayla hemhal olan
Nefes alan zerresini
Tanıklığına tanık o...
Gecenin en ince yeri
Dokunsan ufalanır zaman
Bir bakışa kül olur zemheri
Buzları dökülür kırık havanın
Yüreği talan, yüreği harman
Yaktığı yerden tekrar...
Bir bakmışsın sen de yoksun bu çatının altında
Hatrı bile kalmamış günle güneşlenen sevginin
Oysa bu alnımıza yazılanın şimdi,
Ne manası ne alt metni aşin...
bir günü yaşanmış yapan şey neydi?
yaşanmış gibi yapmanın zorluğu
ne ağırdı ruhun nazarında
zihnimin sularına giren tüm gemileri
aynı limana demirlemişke...
Küplüce'nin bitişiğinde park
Şimdilerde huzursuz bir salıncak
Zamanında danslar edilmiş belli ki
Hem bir değil, ikisi şahit
-Biri gizli-
Bir kez rengare...
Nefretimi tuttuğum⠀
Bu gümüşten, altından yumruklar⠀
Bir de şaşırmam⠀
İnsandan ne gelse⠀
Soluklanma duvarları ile ellerim⠀
Sıkmam yumruklarımı⠀
Ne gere...
en son böyle hissettiğimde
allah'ına kitabına sövmüştüm dünün
istanbul'da bir pansiyonda değildim
kırık bir yelpazenin kırık bir kumaşıydım
bir başımaydı...
Ben yoruldum hayat;
Düşünmekten, hayal kurmaktan,
Fakat bir sonuç alamamaktan,
İçimdeki zehrin kanamasından,
Zamanın çabuk geçmesinden,
Düşünceler diyar...
küçük kızım,
senin o veda sandığın anlarda
ayaklarına beton dökmüşler
gidememişsin.
hele de hava biraz serinlemişse ankara'da
şehrin ışıkları izin vermi...
bu gece sular kesildi
ellerim kanlıydı öylece kaldı.
ışıklarım kapandı,
önümde dikenli bir yol vardı.
seni ne zaman sevmeye kalksam sonunda kendimi,
yin...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok