Edebiyat > Şiir
Bu alanda, şahsınıza ait şiirlerinizi paylaşabilirsiniz.
Kafi gelmez mi sıcaklığı iklimlerin,
Neden her akşam vakti
Aşk mevsimine kuşların göçü.
Işıklı mavilerdeki her bir ötüşün
Lacivert bir mısrayadır belk...
Sinâ’da unutulmuş asa
Bilirim nasıl özlersin kızıl denizi.
Kavruk toprak, yanmış ağaç ve kireç tozu
Alacasıcağın şafağında bekler durursun gündüzü
Sözlük...
Sevince seversin işte,
Gülüşünü seversin,
Duruşunu seversin,
Bakışını :
Gözlerine şiir gibi,
Oturur bakışları…
Ve göremeyince,
Özlemeyi de,
Seversin..
Böyledir bu.
Özlemek en kadim ızdırabıdır şiirin.
Âşk taşıyamayacağı hüznü vermezmiş şaire!
Tanrı’ya zahmet vermeden görürmüş işini.
Tanrı demişken Sevgi...
Gecenin dibindeyim
Söz geçirmez duvarlar
Yalıtım ne hoş!
Ne deniyor bir yerlerde duymuyorum.
ağda gibi yapış yapış zaman
Zaman güzellemesi yapan aforiz...
Söylenmek için üretilmiş kelimeleri,
Kalbine gömen insanlar,
Sizlersiniz bu dünyanın mücrim laneti.
Süphesiz,
Herşeyi karmaşık,
Ve gizemli kılmak işiniz...
Oy, evlat
Oy, yüreğin kömür karası
Nerelere gider ayaklarımız
Alıp da bu belalı başını
Sorsam var mıdır devası
Ebeler, nineler hani kurutacak ilacınız?...
Ölüyorum ama dirilemiyorum
Sevgilim yanımda kal, elimi tut
Yoksa düşeceğim, öleceğim ve asla dirilemeyeceğim
Sevgilim yanımda kal, elimi tut
Yoksa...
Y...
İskelenin derdi çoktur
Takati istemsiz boldur
Kaç gönül ufalanır
Bu sarhoş iskelede
Mayışmak yani bir nevi ayılmak
Susuz korkuluklar mesela
yani diyo...
çocuk çocuk bakan
gözlerinin ardında duran
o büyük hüzün.
gökte salınan kırık uçurtman gibi,
süzülmeyi bekler bir işaret fişeği ile.
ağlarken gösterme...
Bir gün ayrılacağız.
Sen yada ben.
Bu öyle zor saydığımız,
vedalar gibi olmayacak.
Dolmayacak yerlerimiz.
Dolmayacak yerin!
Ölüm olup girecek aramız...
Sen gidince,
Güneş batıdan doğdu o gün,
Bir kıyamet koptu ıssız yüreğimde.
Aldığım her nefes artık zehir,
Acıdan bir tebessüm,
Gözlerimin neminde.
Deng...
Ben bir çocuktum
o ise yaralı bir peygamber.
çarmıhına kendi çivilemiş ellerini
vazgeçmiş sonra ölmekten.
Ey yenik kudret
Ey çölsüz kum
Ve yanmış topra...
"Alma benden bu iyiliği, memnunum şikayetçi olmaktan."
Beni sev, bana sevdiğini bildir
Öyle bir kaldım ki gidenlerin ardında
Koyduğun çıplaklıklar, zaman ...
Su misali yalnızlığım
Kimsesiz , akıp gider
İnce bir gül dalıyım suyun ortasında
Yalnız , savunmasız , çığlıksız...
Dudaklar kıpırdar , kalp susar
Sul...
Bu ruh yeni
Bu ruh keşfedilmeli
Böylece onurlandırılmalı
İzin vermeli
Kendi olabilmeli
Her zerresini kabul etmeli
Bu ruh yeni
Bu ruh keşfedilmeli
Han...
Gözleri tül ardında
Beyhude bir anlam gibi
Çocuklar ile oynar saklambacını ,
Büyümeden koşarlardı dünyanın
Tek yol arkadaşına.
Birlikte örmüştük rafla...
Beyaz ışıkların altında
Soğuk bir yatağa uzandım
Üstümde kahverengi bir ilaç
Daha derinimi oydular bu sefer
Kazıdılar derimi
Etlerim traşlandı
Hem de...
Ağır ağır çıktım merdivenlerden,
Paltomun eteklerindeydi güneş,
Haşim’leştim bir an durunca,
Birden, karanlık çökmeden gözüm.
Sesimi boğmaya yemin etmişk...
Kimdir bu vaveyla
Kuşkusuna demir atmis kargaların mücevherlerini kıskandıran
Kanlı ceset doğrul ve inkar et
Yabani bitkileri sen öpüyordun
Sehirde lan...
İnce belli bardakta rakı içer gibi sevdim ben seni, içimi yaka yaka...
Kızma 'bırakıp gittin' diye,
gittim ama bırakmadım.
Günah çıkarmayalım birbirimizde...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok