Onur Berkay Yapıcı

Köpük boğazı tuzlar, geçer otuzunu güzelliğim.

gavur çekirdek küspelerim saçında durur.

metro-otobüsün rey aralarında.

portakalımın suyunu beraber çıkarab...

deler!

emrim demiri sena

patlarsa dinamit, yer karışır

kaldırır!

şimdiden!

yerim yurdum serin

uyansa seninle, kalbim sıkışır

denizden!

terler!

atlet...

reklamların arasında bubi nokta

terim akar yıldızım kaçar

bugün her yer anket ile konda

sözüm sana gel de oyna!

cebi delik yarınlarım

klavyede virgülü b...

Zehirlenmiş bir çiçek

Deşilmiş çepeçevre

Kokusu çekmiyor arıları

Solgun, dökülmüş yaprakları

Rüzgar en büyük düşmanı

Esse bir akşamüstü

Ne kökü kalır n...

Saat akşam dokuz, on civarı. Kalabalık şehrin işlek çarşısında köhne bir sokak arasındayım. Dar aradan, ister istemez bakışıyor olduğum adamlar gelip geçiyor...

Normal Bir Gün

Günlerden pazartesiydi. Yavuz her zamanki gibi uyanmış, elini yüzünü yıkadıktan sonra kahvaltı etmek üzere mutfağa ilerlemişti. Annesi Meryem...

Uyudukça uyumak istiyorum 

Uykuyla yokluğu tatmak ki bayım 

Uyudukça yaşamamak 

Uykuyla devinip duranın 

Yalnızca kanım olmasını arzuluyorum. 

Sümbüllerin o çayırlara dökülüşüyle

Kuşların göğü yırtan haykırışlarının buluştuğu baharlar

Gözlerim hayretle dolu, ben küçüğüm.

Bir sümbül koparıp ezerd...

Ayağımın altındaki sehpayı ben devirdim 

Sehpa hoş 

Üstünde zümrüdüanka desenleri 

Ölçülmez kıymetteki 

Çektim aldım

Oysa ne umutlarla

Koyacaktım ben o...

Yalnızlık suretine bürünmüş ellerime,

yakıştıramadığım mutsuzluk,

kaplıyor bedenimi.

Ama yine de kesmeyeceğim saçlarımı.

Morarmış,

nefretini sızdırdığı...

Şavkı vuran gecemin

aradığı

bir mum ışığıydı.

Bir kıyamet kopsa da,

kaçtığım

bana bağlanan kasvetindi.

Uçurumunda,

dökülse de taşlar üzerime,

boğulur...

Yıldızlara dokunmak gibidir şimdi sevmek,

Göz alıcı parlak, ama bir o kadar uzak.

Derin bir okyanusta kaybolmaktır şimdi sevilmek,

Su gibi pak ama bir o k...

üç kere üç dokuz eder
bilirsin
birin karesi birdir
kare kökü de
bilirsin
"mutlu aşk yoktur"
bilirsin

ama baharda ya da dışarda
sonsuz göğün altında
...

Kemanın iniltisi uyutmuyor,

Kapanacak olan göz kapaklarım,

Bir fikrin çarpmasıyla duvarlarıma,

Eskisinden daha açık hale geliyor...

Tabutlar,

Çiçekler,
...

Son veda zamanı, ardından, yıkılacak köprüler.

Geriye dönüp bakma! Yanıyor gemiler,

Kol geziyor hayatımın limanında haramiler!

Ne çok yaktı canımızı hayat...