sırtım
kırmızıya bulanmış,
kemiklerimden
acılarım
damlıyor yavaş yavaş.
gözlerime
mavilikler çökmüş,
çatlamış dudaklarıma
akıyor yavaş yavaş.
duygul...
Ben
Ben her şeyde çok iyiydim
Ama hiçbir şey beceremedim
Her adımımı ustalıkla atıp
Her defasında çamura battım
Oysaki çok hızlı öğrenmiştim yürümeyi
K...
Saat gece bilmem kaç
Seninle oturmuş sohbet ediyoruz
Sen yoksun
Ben susuyorum, sen konuşuyorsun
Çocukça tebessüm ediyorum
Sonra yokluğun lafı alıyor
Bi...
Düş artık peşimden
Çocukluğumun gölgesi
Büyüdüm,
Büyüdüm artık ben
Seni görmezden gelerek büyüdüm
Sana rağmen büyüdüm
Dallarım kırıktı, gövdem darbe al...
Müstakil bir acıya komşuydum
Her yolculuk sonunda ardımda bir ceset bıraktım
Yaşanılanları zihnimde saklamak zor geliyordu
Bilinmeyen sayısı sonsuz bir de...
Ölüme beş kala neyi düşünürdünüz? Sevdiklerinizi, yarım kalan işlerinizi... belki de ölümden kurtulmayı düşünürdünüz. Sizin aksinize ben şu an ölüme teslim o...
Tutsaklığı çoğaltan kilitler değil
Kilit fikrinin ortaya çıkışı
Bir kuşun kafeste olması güvenlik zafiyetidir
Ve kafesin dışındaki her güvercin kanatları ...
Çığlıklar kopup gelirken yanan ormanlardan
Kentin ortasında aç ve çıplaktık
Eski bir plaktan çalıyordu dünya
Hangi sokağı tutsak diğeri yazıyordu fermanım...
Ahmet abi vardı, bakkal.
sadece bakkal değildi aslında, daha çok bir abi,
abiden çok, bir acı gibi.
kalın bir ceket giyerdi yazları ve kışları,
kendine s...
Günaydın zeynep.
sanayi devriği bir şehirde radyasyona maruz kalıyorum.
bugün senden ikinci kez bahsedeceğim,
saçlarını topla.
zeynep vardı ilkokuldan.
...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok