Saat gece yarısını geçmişti. Temmuz saatin sarkacı gibi iki duvar arasında gidip geliyordu. Uyku denen insanı gerçek dünyadan koparan o mucize Temmuz'a uğram...
Temmuz elindeki boş sayfayı buruşturup cebine koydu, ani bir hareketle kapının arkasındaki ceketini aldı, sıkı bir hamleyle kapının kolunu aşağı doğru çekti,...
Temmuz nereye gittiğini bilmeden sokaklarda dolaşıyordu, gözleri sürekli birini arıyordu ama o da neyi aradığını bilmiyordu. Sadece ayaklarındaki yürüme iste...
Kafam ilk on beş yaşımda yandı, ben o mezarın başında çok ağladım. Ruhunu kafatasımın içine bir yerlere hapsettim, bedenin için avuç içlerimde yer kalmadı. Ö...
Temmuz kolundaki saate baktı, sanki bir yere geç kalmış gibi adımlarını hızlandırdı ama saatin kaç olduğunu anımsayamadı. Tekrardan saatine baktı, dokuzu on ...
Bu oyun sona ermeliydi, güneş tekrardan ısıtmalıydı bu ülkeyi, kuşlar tekrardan canlanmalıydı kemiklerinden, bir beste uydurulmalıydı, konvoylar düzenlenmeli...
Korku: İçinde saklandığım yıkık bir ev, belki de mavilerle kaplı bir dünya, bir köşede sessizce büyüyen çiçek (gündüzsefası), bir daha getiremeyeceğim biri, ...
Temmuz daireden çıktığında saat dokuzu geçiyordu.
Hızlı adımlarla evine doğru yürümeye başladı.
Kafasında hala dairedeki bitmek bilmeyen çeviriler dönüyord...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok