Sevgili günlük,
Öncelikle mevcut duruma uygunluğu sebebiyle seçmekten kendimi alamadığım ama komik olmayan, olsa olsa trajikomik diyebileceğimiz bu başlık i...
Ne bu ülkede ne de bu dünyada gerçekten yaşanmıyor artık. Çıldıracağım, dayanamıyorum. Aklımızın erdiği sorunların çözülmesini sağlayamamaktan, ermediklerini...
Gülüyorum. Neyin var, sorusunu soran kimse olmadı, olmayacak, biliyorum. Yine de insanların vicdanını sadece kendi vicdani çerçevemden görebildiğim için o so...
Çalma listemden karışık çalan şarkılar arasında çıkan ve çok eskiden dinlediğim şarkıları ismine bakmadan baştaki on saniyelik ezgisinden hatırlamaya çalışıy...
Morrison'un The Bluest Eye eseri, 1970 yılında yayınlanmıştır ve bir anlamda otobiyografiktir. Eser, kendi içerisinde Morrison’un büyüdüğü kasabada geçmekted...
"Ben bilmem, hiç kendimi korumak zorunda kalmadım."
Her kadının, her kız çocuğunun okuduğunda aklından onlarca şey geçirmesine sebep olan cümle. Kendimizi k...
Toprak Ana denilen şey, zamanın öncesinde de bu dünyada vardı, var olmaya da devam edecek. Fakat insanoğlu denilen varlık, kendi nefsine yenik düşerek, gökle...
"Toprak bazı çiçek türlerine kötü gelir. Bazı tohumları asla beslemez, bazı meyveleri asla yetiştirmez ve ne zaman ki toprak kendi iradesiyle öldürür, biz ol...
Bir giz, bir esrâr göz kapaklarının altında...
Kirpiklerinle örtülmüş sonsuz ovalar.
Yahut varmadan ölümün kıyısına yollar,
Gökyüzünün karası var ardında....
Ben, bugün geldim sana.
Az önce ise senden geldim.
"Siz" demek geliyor içimden,
O kadar çokluksun ki...
Okul üniformasını çıkaralı üzerimden,
On yıl geç...
Sanki başka birinin hayatını yaşıyorum...
Başka birinin yerine geçmişim gibi bu ev;
Bu oda, bu yatak, mutfak...
Sanki bana ait değiller,
Yahut ben burada...
İstanbul'du sanki gözlerin,
Karanlık geceleri gibi şehrin.
Oturdum iskeleye seni izledim,
Vapurlar geçti dudaklarının kara kıyısından,
Sana benziyor diye...
Dudakların, iki yakası İstanbul'un,
Gözlerinde kulelerin büyüsü,
Kirpiklerin parmaklıklar olsun tenime,
Uzunca izlerim seni, martı seslerinde…
09.30 vapu...
Bazı kitaplar...
Sigaradan ucuz,
Tuğladan ağır...
Anlamları derin,
Yetim günlerin anıgâhı,
Belki de yitik bir gençliğin...
Sayfaları kordan,
Okuyanlar...
Soğuk bir kış akşamı.
Dışarıda avuç içi kadar lapa yağıyor kar.
Işıldıyor yine de sokak lambalarının sarı ışıklarında.
Bilindik bir manzara dışarıda ve iç...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok