Denk değiliz deme gayrı
Kalp kırılır düşer ayrı
Ayırt etmez sağlam sayrı
Sen özsün de o kak mıdır
Ben de hakka sitem ettim
Bir suret’çün uz yol git...
Her gece sırtımı duvarlara yaslayıp ellerimi göğe kaldırıyorum, ölmek için dua ediyorum. Beni duyacak her kimse, onu da öldürmüş olmalıyım. İnanmayı bıraktım...
Geçmiş!
Geçtin mi sahiden?
Kurudu mu pencere önü menekşelerin?
Kapıların kapandı mı bir bir?
Hiç aralık bırakmadın mı yedi yaşlarına
İkişer ikişer çıktı...
Yarin şemâili aydan aydınlık gelir
Şuâ-ı şems ne çaba etse beyhūdedir
Muhayyeli biçare eder, gerçeği gülşen idir
Aşk bu canana, ne hale düşürür arîf bilir...
İnsan herkesi tanımaya çalışırken kendi güzelliklerini yok edebiliyormuş yok sayabiliyormuş oysaki insan kendini tanıdığında ne kadar güzelleşiyormuş aynadak...
Yine yazma ve şarap zamanı." ile başlamaya yüz tutmuş minik bir öyküsünü okudum Eroğlu'nun. Zülal'in aşk hikayesi. Yazarların, metinlerinde başkahramanlarını...
Yara izinden tanıdım seni. Benimle aynı yerden incinmişsin belli. Sevilmemişsin, incinmişsin. Eskiden kanatlarının durduğu o muazzam boşluk ele veriyor kendi...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok