İçimde bir yerde kalabalıklar
Ağlayamadıkça kanıyorum
Kanadıkça yerici gözler sıyırıyor postumu kadavramdan
O taştan sunağın (öyle riyakar)
Erden hal...
Sıkılgan kış günlerinin ayazında
titrek bir bakışla tanışmıştık sizinle
Rüzgar kentsel dönüşümlerin tozlarını savuruyordu arsızca yüzünüze
Ve siz umarsız...
bir borcum yok
bir özür borcum
dönülmez yollardan dönerim
yok sana dönmem
çektim elimi
çektim diğer elimi de senden
hiç istemezmişim bunları yaşamak
g...
Konuş benimle
Karanlığa dönük yüzümden akan iğdişle konuş
Bir piçim ben
Arzuların sayıklamaları arasında küçümsenen
Ve küçümsendikçe piçleştiğim
Bir par...
Gürültülü bir günün ardından dostu onu ziyarete gelmişti. Kendisini dikkatle ve hasretle izleyen gök mavisi gözleri çok hoşuna gidiyordu. Bir de komik şapkas...
kalktım şehrine geldim
kara menevişleri sererek uzuvlarıma
düşler oltasına bir tutam ekşi ruh asarak
kalktım şehrine geldim
ezilerek
sıçrayarak
koştura...
Beni sana sorduklarında,
Yüzünün kavşaklarında gezinen mimikleri,
Buruşuk bir ağzın sahte kelimelerini bekledim.
Ki sen patavatsız ve sarkastik,
En çok s...
Gizem dolu bir dizi. Eleştirilecek bazı kısımları var fakat vakit geçirmek için iyi bir seçenek.
Beş yıl önce kaybolan uçağın aniden ortaya çıkmasından s...
Bir dağı yıkacak bir çığlığı bir yastık altı yapıp yanan ruhumu söndürdüm. Gözlerimden dökülen yağmurların gök gürültüsünü duyarlarsa diye sakındım çığlıklar...
Boşlukta savrulduğumu inkar etmeyeceğim.
Hiçliğin halsizlik getiren savruk huzuruyla birlikte,
Çalkalanan kafamdan dökülen nar taneleri kanlandırıyor gözle...
- ruh
haşhaşa bandırıyorum üç kuruşluk,
daracık, yemyeşil ruhu.
ince bir köprüden topallayarak geçiyorum kendime.
benler biriken ellerin lezzetinden sor...
"yapmadım mı?" ve "olmadı mı?"
böyle sorularla geçen bir ömür.
kim inanır benim şu ufak bedenimin
bir gün ölüp gideceğine?
moraracağına, soğuyacağına.
b...
Bir yokmuş, iki yokmuş. Zamanların birinde, zamansız bir adam yaşarmış. Boyu boyuna, huyu huyuna uzar gidermiş. Öyle olmuş ki uzunluğu, adam "Uzun" diye çağı...
Dala kurulmuş salıncaklar gibi
Arsız poyrazı yiyen kavaklar gibi
Salınır ruhum, dövünür bedenim
Yağmur yolu bekleyen toprak gibi
İlk güneşe kanıp zemheri...
-ıyor.
samimi bi' şeyler yazdır bana
sebahat ablalı, eşref abili
ırksız müziklerle meyhanede
çingen çiçeklerini öpüver
takıp takıştır yahu,
endamı...
Yoldan çıkmak,
Kimin yolu, hangi yol?
Senin soluk bıraktığın yolda ayak izim yok diye,
Niye yolsuzlukla damgalandım?
Sana benzeyenlerle sana benzemeyenle...
Vahşi bir güzelliğin atasıdır ellerin,
Dalga sesinden bir avuç yalnızlık sektirir bana doğru.
Bana doğru uzanan ne varsa senin ellerinden,
Bir imdat çağrı...
Dikiz aynasından denize bakmak gibi bazı duygular... Öylesine kör, öylesine düşünülmemiş.
Oysa sırtını çevirip baksa koca bir gökyüzü ve uçsuz bir deniz var...
Renkli günler biçiyorum ömrümün ayazından
Ve utanmıyorum sevilmeyi beklerken
Yürüdükçe bükülen bir omuzla aşkın tesirine kapılıyorum
Beklemek bir ızdıraba...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok