Hâkî
@haki
Hâkî (خاكي): toprağa ait, topraktan gelen
Topraktan gelip toprağa giden birinin serüveni, notları
(ulemâ-i sû’ya karşı ehl-i insâf adına söylenmiştir)
Bana ölüler gerek hem de en ulu
Dirisi daha ölgün hem kulun kulu
Yalan dolan hizmeti, parası...
Amâ'dan doğdun ey sonsuz güneş
Serserînim Yâ Resûlallah senin
Yok senin vallahî zâtında eş
Serserînim Yâ Resûlallah senin
Allah ismin yanında tutmuş yeri...
Bir kezzab gelmiş erenler, geri durun dinleyin
Sözlerinden ne kalmış, gelin bana söyleyin
Katsayısı çok sinirimin, ağlayın hem inleyin
İzleyin, bir Ademoğ...
Ey benim veli nimetim, ey cânım baba
Zaman içine bürünmüş cânânım baba
Doğduğumdan beri sâyende yürürdüm
Samimiyetinde Engin, dermânım baba
Kader kurmuş ...
Aşkını dâim müzdâd eyle
İsmini kalbime evrâd eyle
Bakarak olmadı belki de amma
Seyrini kendime üstâd eyle
Bulurum nefsimi sîgâya çekip
Gel otur gönlümü ...
Sanma zahid siz gibi terk ehli bomboş oldular
Bâtınen sultân iken zahirde hep hoş oldular
Sanki ardından koşardı yer ve gök ehlince de
Kâinatı lerze tutmu...
Dedim: deli gönül nedir senin derdin
Dedi: derdimden gayrıca derman yok
Dedim: kederinden kendin yere serdin
Dedi: âsiyem ben, katlime ferman yok
Dedim: ...
Can yanarken kimse duymaz feryâdı âşıkın
Kimse bilmez o âhından doğar imdâdı âşıkın
Söylesen ses'siz ve sözsüz susturur bu çığlığı
Gûş edüp gelsün yerind...
Yandım yine derdin ile, ver çâre İlâhî
Versen “bu da benden” diye emâre İlâhî
Yıllar yıllı haydut gibi şeytan ile gezdim
Baktım bu hakir nefsime: emmâre, ...
Bu son sektesi gündüzlüğümün
Ruhumu usulca sarar tuzaklar
Muhbiriymiş gibi yalnızlığımın
Karanlık, kimsesiz, derin sokaklar
Sivrilip göğsüme batar nefesi...
[Hayranı olduğu Mehmed Âkif'e nazire cüreti]
Bir neşe-i ümmît idin babacığım önümüzde:
Sen benden okurdun seni, ben nereden okurdum?
Andın diye Âkifleri s...
güzelliğe 'güzel' demek ancak sende ar olur
durur cânan yüreğimde âlem ise dar olur
niçin diye sorulmazmış, kaderin bu cilvesi
düşman diye belledim, gün g...
Bir oğlan var bizim burada, gariptir
Kendi garip, tebessümü buruktur
Kaşı çatık, alnı kırış kırıştır
Dosta gelir, düşmana hiç gelemez
Alır yevmiyeden gün...
Bir beğin daha yazısı düğümlü
Evi yokuş, yolu biraz eğimli
Göçtü gitti otuz sekiz doğumlu
Kendi gitti adı baki kalır mı?
Bir fotoğraf, alta ismi yazıldı
...
Bir boş tenekeyimdir, üflesen de ses çıkar
Aman dinle sözümü, sonunda nefes çıkar
İsmin ile cismini sûretinde bildiren
Dost adını ver bana sonunda adres ...
Derdimi deryaya saldım, bilmeyen gelsin beri
Dört cihettendir avâzım, bulmayan gelsin beri
Gün gelir bir denk düşersek Âdem olan bir cânâ
Hâkî de kurbâ...
Ben bu derdin sillesinden hiç de bir âh etmedim
Bekledim gelsin diye, teşrifte tek râh etmedim
Gözlerimden aktı sözler, içtiğim zehrin midir?
Bak derûnumd...
Ne sana kul oldum ne şeytanlara yoldaş
Affet Allahım beni, döndür senin yoluna
Ben bilmesem de sendin hâlime sırdaş
Affet Allahım beni, döndür senin yolun...
Ne güzelce durmuşsun
Görülmeyi görülmeyi
İnce bilezik takmışsın
Burulmayı burulmayalı
Kalem çekmiş kaşlarına
Tufân kopar yaşlarına
Nakşet insan başlar...
Mecnun gibi Leylâlara baktım seni gördüm
Battım ki ne sahrâlara baktım seni gördüm
Kimler çözecek tabiri, sen yetkili muhbir
En korkulu rü’yâlara baktım s...
Kim demiş “sana gülüm demem, gülün ömrü az olur”
Şûl’e-misal gözlerine yeltenen ahraz olur
Yârin bahçasında bulsan ayrı tutsan kovanı
Damla damla her nefe...
Nicedir vasfeyledim, suskun kalır dilsiz gözün
Hem de bastın bam telinden vârıma ey zülf-i yâr
Cânıma benden sitemdir “Merhabâ”lı bir sözün
Gönlüme şirpen...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok