Sinmiş kentin üstüne tükenmişlik
Umutsuzluğun kokuşmuşluğu sarmış dört bir yanı
İdam sehpasında, daha yeşermemiş umutlar
Cellada bürünmüş hain pusudaki
...
Ne kadar yasak varsa çiğnenmeli şimdi
İşlenmeli bütün günahlar, azaplar ülkesinde
Bir bidon benzin döküp yakılmalı iyilikler
Kadife bedenlerimizde ateşin ...
Pranga vurulmuş düşünceler birikmiş aklımın hapishanesinde
Bir idam mahkumu gibi bekliyorlar yok olacakları, hiç olacakları zamanı
Her şeyden uzak, her yer...
zaman ilerliyor
en derine düşüyorum
çağlar içinde ağlara dolanıyor
kendimden boğuluyorum
kendimden yeniden canlanıyorum
savaşıyorum yok oluşum
sonsuza...
yine de kaldırım taşlarının aralarında çiçekler açar,
sen yine aynı masada.
şimdi çekilmez bir acının ortasındayım.
gözlerin nerede?
ya ellerin?
sana g...
Az kalsın inanıyordum o akşamüstü,
Afili kelimeler seçmiştin gizlenmek için.
Neyse ki kusursuz rol yapan yalnız sen değildin.
O an anladım,
Üç perdelik t...
Merhaba, karanlık...eski arkadaşım...
Buraya tekrardan seninle konuşma için geldim
Çünkü bir görüntü yavaşça emekliyor
Tohumlarını bıraktı ben uyurken
Ve...
Sabahın kızıllığında koptu,
Tufan
Yığınlar altında kaldı,
Titredi yaprak
Bir uğultu yükseldi
Sönmüş bacalardan
Bir yığın insan
Bir yığın savaşçı
Ünif...
Sürüldü,
Mermiler namluya
Taş duvarların ardında
Sesler, çığlıklar
Sabahın gözlerinde
Silahların gölgesinde bir ölü
Toz toprak
Ve boynunda urgan
Durm...
Ay sessizce çöktü
Gecenin karanlığına
Buğday tarlasında kuş cıvıltıları
Radyoda memleket türküsü
Ve elimde tabakam
Sarıyorum hasretimi
Gecenin karanlığ...
Uyanır uyanmaz
Görmez oldu gözlerim
Sis kaplamış yakınları
Kuş çığlıkları kurt ulumaları
Dağların rahminde sendelerken
İki yüzlü bir gülüştü gözlerde
A...
Kabuğuna gizlenmiş bir çocuk
Gülümsedi,
Elimi tuttu
Parmak uçları soğuk
Hüzne tutsak olmuş genç bir annenin göğsünde
Dile serdi
Acının gölgesini
Çares...
Kapılar vuruldu dağlar ağladı pencerelerden
Siyah önlüklü çocuklar bakıştılar,
sarıldılar zifiri karanlıklara sızarken kan parmak aralarından
Haykırdılar...
Hangi ana doğurdu
Hüzünlü sema bakışlarında
Bir kız çocuğu
Ekmek tarlasında
Yüreklerde serzeniş
Gözlerde yaşamın murdar rengi
Kanatlandı;
Sumru yavrus...
Güneşin doğumu
Umuttu
Araladı gözlerini
Umuda,
Yarınlara
Kadim sokaklarda
Burnunda keskin bir koku
Dumanı üstünde ekmek
Ateşti, küldü
Yanıktı koku...
İki yüzlü umutlarla,
Güne uyandı.
Göz yaşlarıyla yıkandı;
Kirden kaskatı kesilmişti saçları,
Elleri, gözleri kir pas.
Utandı.
İçindeki o kırgın,
O kız...
İncir yapraklarıyla gölgelenmişti
Yüreğimdeki bataklık
Ne ağaç ne çalı ne de ot
On üç yapraklı bir Nilüfer
Bilmediğim bir sesi vardı
Gecenin
Yaralı bir...
Senin
Üzerine bin dirhem çamur sıçrasa aşınmayan duruluğun ve berraklığın.
Öyle ki pırıl pırılsın
Kırk kez hata yapsan kuşku duymayacağım iyiliğin
Öyle...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok