Hayatının takvim yapraklarını üstünkörü çevirdi. Gözleri önünde her bir anı bambaşka bir renge bürünüyordu. Soluk kahverengi hüzün, güneş rengi neşe, gecenin...
Birbirini büyük bir hevesle kovalayan saniyeler, göğsünün içinde kalbi atan her insanın heyecanını törpülüyordu. Taht salonundaki sessizlik bıçakla kesilecek...
Birkaç adımdan ibaret olan kalesine dönünce hafızasını derin bir sorguya çekti. Elinden gelse omuzlarından tutup hırpalardı kendini. Durgun ve sessiz geçen b...
Güneş, on saati deviren mesaisini bitirmek üzereyken üç boz beygir, gözün alabildiği her yere halı gibi serilmiş çayırı toynaklarıyla dövüyor, kişnemeleriyle...
-Eşik-
Bunca zaman göğsümde taptaze kalan
Çiğ, ıslak çarşafların sarıldığı
Bir yangın, bir kırgınlıkla sürüyor zaman
Ancak bu utancıdır kuru mendillerin...
Güneşin keskin ışıkları pencereyi dövmeye başlayınca uyandı. Çapaklanmış gözleri açılmamak için savaşıyordu. Uyuşmuş bacaklarını yatağından sarkıttı. Harcaya...
Tercihen açmadım gözlerimi kargışta
Kalubelada payıma düşen faturadan
Hissiz, despot, kara çıbandan ibaret
Enseme dikilen kafa kağıdından da
Hiç hazzetme...
Gözlerinde bozkırlar çürüyor sevgilim
Gözlerin bir kervanı korkuyla besliyor
Eski sabanların sendelettiği kalbim
Beni yaban bir ısrarla yoğuruyor
Yüzümde...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok