Körfeze dokuz gemi demirlemiş. Birer sigara yakmış, gecenin mavisinde beni izliyorlar. Her biri sözleşmişçesine aynı anda çekiyor dumanı içine. Dokuz kırmızı...
Güneşli bir sonbahar sabahında, ormanın derinliklerine adım attığında, her şey sessizdir. Ağaçların yaprakları, sonbaharın sarı ve turuncu tonlarında rengare...
Kumsaldaki kum tanelerini sayma hevesi kadar güzel hayat ama sayamayacağın kadar kısa, uzaktan ihtişamıyla büyüleyen deniz gibi masmavi ama yakından hırçın v...
Özgürlüğün denizden sonraki adı karanlık. Işıksızlık serinliğinde yürümek, yürümek, yürümek. Saat gelmiş, yakıyorlarmış ışıkları. Ama karartı. Yüzüme esiyor ...
Çok aziz bir demin tam ortasında Karanlıklara demir atan yaşlı bir gemideyim. uzaklardan çok uzaklardan arada bir fenerini yakıp beni farkındalıkla dolduran ...
Bilmem ki bilir misiniz sakinleşmenin ne demek olduğunu… içimde çağlayanlar koparken nefes almanın imkansız olduğu o savruluş, insanın saçlarını bile düzeltm...
Bazı benler var ki çok tutarsız... Çok gülesim var olanlara... Haklı çıktım ama gördün mü bak... Özledik ikimizde... Ve bunu karşılıklı itiraf ettik... Altı ...
Gitmenin her şeye sinen bir kokusu vardır. Döner dolaşır, bir ânda dolar ciğere. Ne kadar uzakta olursa olsun, ne kadar imkânsız görünürse görünsün.
Ben, tü...
Hanımefendi...
Bu gelişler, bu gelişler hep böyle habersiz mi olur?
Adresten bir yoksun, çalılar içinde kalmış evimde
Pencereleri baharına açmamak için...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok