Men cânana can veririm
Canan cân-ı yakar imiş
Canım benden şol divanda
Hesabını sorar imiş
Can buldu canan sende
Kaynar coşar bak görende
Yedi iklim ça...
Burnunda tüten gençliğinden
Bir yongadır aşk
Sen geçmiş tarafından yontulurken
O genzinde bir inci tanesi gibi
Sevimli ama rahatsız edici
Aşk denen ümit...
Alabora bir suntadan yontulmadıysa ellerin,
Şahika putların namlusunu almadıysan ağzına,
Ve cilalandı son güneşim de yurtsuz haritalarda.
Seninle sevişm...
Kabaran bulutlar, kabaran
İçimden asfalta kabaran, travmatik iyiyimler
Senden yana şüpheliyim bazen
Çocuksun hâlâ tabutunda,
Pragmatist dik başlılığın es...
alışılmış gaileydi hep, bilingen sessizlik
beraber yürüdüğümüz kaldırımlarda dinledim adımsızlığı
üstüne alınamamayı, yadsımayı birkaç güzel sözü
eğik bak...
Mezara gömülecek
Yürüdüğüm sokaklar
Tek tek saydığım taşlar
Kafamı kaldırıp baktığım bulutlar
Yıldızlar, ay ve gözettiğim gezegenler.
Mezara gömülecek
...
Tam bulurum huzuru dağılır bulut bulut
Emeklerimi örter toz
Hoş bir hülya tuzak
Uykumun armağanı
Yaprak yaprak özüme dönüyorum
Gorgo’nun gözleri Gorg...
bir yaz akşamıydı yine
dinliyordum sessizliği
kısıldı sessizliğin sesi
hüzün kaldı geriye
nedensizdi duraksadım
kendime hem ıraksadım
gülümseyip hoş ge...
Dağların ardında gülüm
Öyle kolay değil erişmek
Kavga ister, emek ister, aşk ister
Yorulmadan yetişmek
O güzelim dağlara
Her babayiğidin harcı değil
Ka...
Derece derece işleniyor aralıklar
Tekamülüm arsız bir takibe dönüştü bile
Kaçışın derdi çizgilerle
Üst üste binen deliller
Uzlaşmak sizin neyinize?
Peş...
Dizlerimin üstünde ellerim
Çatırdar boynum
Tüm seslenişlerim teşhir eder yaşanmamışlarımı
Ve rabıtalarım çözülür bir karanlıkta
Tüm inançlarıma bir pey...
Benim tahrimem sondadır
Sona bırakılmış ve henüz toy,
Arzum suyu yakan hoyratlıktadır
Yıkmış ve yığılmış huzurunda
Birikmiş ve akmış sonuna,
Benim rükûm...
Aynı mesele bu
Ölmek için yaşamak lazım
İki nokta
Ve kader çizgisi
Doğmak ve ölmek
Tüm mesele
Önemli olan iki noktanın
Arasında kalan,
Kaderin bize ç...
yalının açığına akarken koyulaşmaya karışıp katrana boyun eğen tepetaklak gökkuşağı
kavisinde sürüklenerek revire yetiştirilmekte renk kaybeden iki göz çuku...
karda kuşların ayak izleri var demiştin
ben bana bir çizgi çekmiş ağlarsam ölürüm demiştim, serçeydim
o zor günleri geride bırakmak için kendi meydanımdaki...
Kuşlar özgür, insan tutsak
Sevdim deme sevmek yasak
Her attığım adım tuzak
Gelen gider, göçen gider
Halden bilen, insan var mı?
Kul kusurlu hiç doğar mı...
tavan'ın dibindeyim şimdi
444'üncü güncemi yazıyorum alaca yapraklara
çok fazla
bitmeyecek kesilen nefes sesleri
yazmaya devam ediyorum
kırılan gözleri...
gece düştüğü gibi basit bir kimyasal bileşen edasıyla ruhumu kamçıla
ruhumdaki zehir yüzümüze aksın
dudaklarımızdan çıksın -öpbeni-
eksik sen ve karanlık...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok