Ellerinle usulca ördüğün o sağlam duvarı,
Ellerinle yıktığında, yıkman gerektiğinde, Anlıyorsun; hebâ olmayı, hebâ olanı.
Gözlerinden kederle düşen yaşları...
ne yapsam sevdiremedim sana bu evi
kiraz çayı demledim
çayın sıcağını, tadını sevemedin
sıra bana geldi
çayın sevilmemelerine dahil oldum
mevsimleri...
İnişlerim çıkışlarım
O kendimden kaçışlarım
Gidişlerim dönüşlerim
İçimdeki sır
O kısır döngülerim
Şarkılarım sancılarım
Kadınlarım hüsranlarım
Dostluk...
Çok uzun sürdü bu mevsim, öyle ki adın kaldı ellerimde
Senden sonrası yuvarlanan boşluk, indirgenmiş hiçlik
Akşamlara sızıp duran tuhaflık felaket tellalı ...
Yolların bana uzak ve ıssız
Bakamam
Gözlerin güneşe yakın ve sıcak
Ulaşmak imkansız sana
Yollarım sana getirmez beni
Soramam
Kimseler bilmesin seni
Ul...
Ne sert bir tokattır sakinlik,
sakin bir benden nasıl da paslanır
İncitince bir yüreği
nasıl da içtendir duygular
Ya da yakınca bir bedeni
nasıl da g...
Dedi, belle yuvam İstanbul bundan böyle.
Dedim, aşinası olayım amma aşiyanın yeri ner'de?
Dedi, çık şu yokuşu bak, göreceksin.
Dedim, ben tırmanamam sen ...
gece, ıslak yollarda gölgelerimiz
sanki bizden kaçarak
uzağımızda, yokuş aşağı
kayıyorlar, uğursuz ay ışığında
*
birbirlerine yaklaşıyorlar usulca
soğu...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok