Doğukan Yaşin

Ağaçlara hicran çöktü,

Başladı dalların yaprak dökümü.

Şimdi çocuklarda oynamıyor kırlarda.

Umut dolu gözlerle bakanlar, gideli çok olmuş şehirden.

Günle...

Seni düşününce, mavi göklerde yürüyor bulutlar.

Bu şehirde çocuklar sınanmıyor yoklukla…

Sefalet, açlık ve açıklığın üstünü örtüyor saçların.

Sen örtüyors...

Yenildik yine.

Bu seferki, en kallavisinden hem de.

Ne yiğitlik var ne de delikanlılık serde.

Çekildim köşeye…

Ve kendime rastlıyorum bütün mağlubiyetler...

Uzun soluklu olan her şeyden çabuk sıkılmalarımız, değişmez yargılarımızın başlangıç noktasıdır bir bakıma. Uzun süreli filmler mesela, uzun süreli yolculukl...

Yıkıldı bu şehrin duvarları biliyor musun?

En yükseğine çıktım şehrin bir akşamüstü…

Asumana ses ettim, esen yele ses ettim

hiç duymadığım kadar senin tar...

Ben bir başıma, kaç asrı tükettim bu yollarda. 

Durağı meçhul bir yolcu gibi uzuyor biçare gölgem, 

Kervan geçmeyen bu yolların asfaltlarında. 

Ağustostan...

Belki de çıkıp gitmeliyizdir bu kentten

Bir kuşluk vaktinde, öylesine ansızın…

Ortalık aydınlanmadan, kimseyle vedalaşmadan.

Bir sis bulutu gibi azalıp ka...

Çıkmazların çıkmazında, bir ustura ağzındayım

Önce hafif bir meltem, sonra ince bir yağmur…

Hayali gerçeğe karıştırdığım günlerin eşiğinde,

Sabrın süngüsü...

Yüzünün atlasında kayboldum bir gece yarısı.

Ellerinin sıcaklığını buldum bir dağ köylüsünde.

Yüzümde bayram sabahına uyanan çocukların neşesi,

İçimde git...

Sazlıkların ötesinden batıyor bir gün daha

İşte, hazin hazin yürüyorum bilindik sona.

Öyle hâlsiz, öyle yorgunum ki hiç sorma.

Ne olur bu sefer ben susayı...