Ertuğrul ABAY

Duvarlar uzanıyor önümde

Her yanımı kuşatmış, donuk duvarlar

İsi, içimden kara değil

Biraz yaklaşırsam duyarım sesini

Ve biraz yaklaşırsam bu çığırdığı t...

"Mahpeyker Hanım'ın dokuz kızı vardı, yan yana dizildiler mi cennetten huriler inmiş sanılırdı. Mahpeyker Hanım'ın dokuz kızı geçerken sokaktan, -lavanta kok...

Az önce izledim. Vaktim olmadığı için üzerine pek yazı yazamayacağım ama izlenilesi bir Robert de Niro filmi diyebilirim. Önerimdir.

İçten olmak bu kadar zor olmamalıydı. Sadece bir kişi... Bir kişinin sevgisini şu yüreğimde hissetsem dayanacak gücü kendimde bulurdum belki de.

Bir telefon...

Ruhsuz ve aşağılık bir adamım

değerleri yok olan,

sesi olmayan,

görmeyen ve duymayan.

Doğduğumda ve öldüğümde

benim olan

adımı veren ben

gün geldiğind...

Bu sayı, Canan Yaka’nın A. İrem Az’ın "Sade Yaşadığımız" adlı şiir kitabı üzerine “İnsan Onuruna Yakışır Bir Şiir” başlıklı yazısıyla açılıyor.

Sabit Kem...

Bir gün anlayacaksın... Sahip olmayı beklediğin her şeyin zaman içinde sana sahip olduğunu, seni ele geçirdiğini, ruhunun en derin dehlizlerinde yanan arzunu...

Elimdeki plağı pikaba dikkatlice yerleştirdim. İğnesini de usulca plağa dokundurduğumda cızırtılı bir ses evi doldurmaya başladı. Ağır aksak balkona doğru yü...

Gerçekten rüyaya gelişti doğuş...

Ağlamak ayrılığın sancısıydı,

tertemiz âlemden kirlenmiş dünyaya gelmek.

Temiz kalabilmenin endişesiydi inlemek...

Ey s...

Harflerin dizilimini dağıtmalı belki de.

Yeniden türetmeli belki kelimeleri,

tüm dillerde.

Hiçbirinin bir karşılığı yok artık.

Karşılık,

karışıklık ya...

Her şey sendin, her şey sana dönüyordu belki

Üzüm, buğday ve başaklar

Avuçlarında çürüyen tohumlar

Ne varsa öğütülüp taş rengini veriyordu tenine

Tenin, ...

Güneşin eşi düşerken

Güneşin eşi üstüme

Sustum

Kristalli bir avize olup kendini suya yansıtırken güneş

Ekimin daha başında, el değmemiş bir deniz tanıdım...

Yokluğun tanrısından birkaç damla

Düştü yeryüzüne

Düştüm yeryüzüne 

Daha düşerken kurdum hayalini kalkmanın 

Ve birkaç yarayla hissettim etimle kemiğimi ...

Sevgilim saçlarına 

Akşam bulaşmış 

Bu dağınıklığın bundan 

Ellerin 

Kayıyor yüzeyinden dünyanın 

Yerkürem sarsıntılar içinde

10 parmağında kaybolmanın...

Rüzgar alıyorum,

Titanik duy sesimi 

Çarptığın buzul kadar soğuğum şimdi 

Yokuş aşağı kollarımı açarak 

Telaşlı bir çocuktum, hızlı büyüdüm

Boyumdan büy...

Yanmak için yola çıkan bir alevin 

Vardığı yerim, aydınlık olsun diye dışım

Dağınık ve rüzgar alan bir ev içim 

Kaç kavganın isini sert estim diye sakladı...