1998 yılında ilk albümünün yakaladığı başarıdan sonra Teoman üretimlerine tam gaz devam ederken, şair Ahmet Erhan’ın dizelerine rastlar. Üzerinde iki yıl çal...
Muhayyal bir kadın sevdim
Kendinden menkul, güçlü
Öz güveni yerinde, sıcak
Yaşamayı biliyor ama yine de ölmeyi istiyor
Sevmeyi biliyor ama yine de itiyor...
Önce beynimin içinde
Sessizce büyür bir ur
Ki dönüp dolaşıp
Yalnızlığımı bulur
Ben dımdızlak yakalanmış
Ve fahiş fiyata satılmışımdır
İlk ispit annemd...
Bugün anneannemlere geldim. Yatağımı hazırladık beraber. Çay içtik. Televizyon seyrettik. Anneannem ve dedemle televizyon seyretmeyi çok seviyorum nedense. T...
kanatları parça parça bu ağustos geceleri
yıldızlar kayarken
şangur şungur ayaklarımın dibine dökülen
sen eğer yine İstanbulsan
yine kan köpüklü cehennem...
neyiz biz?
boş bir tepsinin üzerindeki çatal mıyız?
adı konmamış bir gezegen miyiz?
çakmayan bir çakmak
yanmayan bir kibrit
ya da yazmayan bir kalem mi...
Ansızın rüyadan uyanırsınız. İyi bir hazırlık ile yola çıkar, coşarsınız. Yüzlerce kez kendinizle antrenman yaptığınız konuyu karşınızdakine açarsınız. Daha ...
Dokuz tahta örttüler üzerine…
İlk tahta, dünyaya "Merhaba" dediğimde gizli döktüğü gözyaşlarıydı,
İkincisi, düşe kalka ilk adımlarımı atarken sıkı sıkı ka...
I. Unutmadık
Yaralı bayramlar geçti
Mevsimler, bütün anlamlarıyla
Yüreğin koyu yerinde birikenler
Kendi takvimleriyle gelip geçtiler
Gelip geçti şehirle...
Hayatın ne olduğunu sanıyorsun küçük adam?
Eğer, öylece nefes alıp vermekse,
Hayatta olmadığını, 50 farklı dilde söylemek gerek.
Sabah, uyandığında, ilk d...
İnsan bazen bir “Nasılsın?” a muhtaç hisseder mi? Hissediyormuş. Yol uzundu bitti. Vali kar tatili ilan etti diye sevinirken bilmem kaçıncı bölümünü açık bır...
İnsan ırkının bir üyesi olduğunuz için şiir okursunuz, insan ırkı da tutku doludur! Tıp, hukuk, bankacılık -bunlar hayatı sürdürmek için gereklidir. Peki ya ...
Şimdi zırhımı çıkarıp denize atıyorum,
üzgünüm- mavileri kirletiyorum ama bir şey var bildiğim,
zaten renkler bize ait değiller biz her ne kadar kendimizi ...
İki yüzlü umutlarla,
Güne uyandı.
Göz yaşlarıyla yıkandı;
Kirden kaskatı kesilmişti saçları,
Elleri, gözleri kir pas.
Utandı.
İçindeki o kırgın,
O kız...
Yıl 1969. Ataol Behramoğlu Malazgirt'te sürgün. İsmet Özel ise Muş'ta askerlik görevini yapıyor.
Bu sıralarda Ataol Behramoğlu "Yıkılma sakın" adlı bir şii...
Hiç bir insani unutmak, bir insandan vazgeçmek, bir insani hayatından sonsuza kadar çıkartmak zorunda kaldın mi hiç?
Hani ölmüş gibi, hani uzatsan da elini ...
Sen pencere önü çiçeğisin
Güneş görsün, aydınlık görsün
Gökyüzü, biraz daha mavi
Ellerin daha yumuşak
sıcak ekmek kokuyor etrafın fevkalâdem
Şu yaşanmaz...
Şafak tanı söktüğünde yarılan yollar gördüm
Bir nefesin yetmediği gök kubbenin yerle bir olduğunu gördüm
El ele tutuşmuş sevenler son kez doymadan birbirin...
Sarılmaz, unutulmaz yaralar
Hiç kirlenmemiş zihinlerde
Kanlı, tozlu, yaşlı gözlerde
Korkmuş yüreklerde
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok