Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Ağzımda ölüler hapşırıyor doktor
Onlara çok yaşa diyorum
babam iri kemikli bir adamdı
öldüğünde dizlerini öptüm
annemin yatağının gördüğü rüyayım
sarı ç...
İçimdeki yorgunluk büyüdü, anlar mısın?
Titrek parmaklarıyla tetiğe dokunuyor
Kıyıda unuttuğun çocuk değilim artık
Kirpiklerim rüzgardan afaki sakınıyor
...
Sözcükler ve ayaklarım üşüyor
Her karlı günün sonunda, onuncu yüzüncü günün şiirleri üşüyor
Bunca yazılan sayfa ve anılar
Bir hiçe dönüşeceğini bilseydim
...
Bir zamanın sızısını çektin bileklerinde
Kaldırımlardan düşüyordun, yol katlanamıyordu buna
Odalarda ağlıyordun, duvarların taşları çatlıyordu
Hiç farkın...
Ait olduğum dünlerle sahip olduğum günlerin kuytusunda bir gölgelik arıyorum sebepsiz bir kalp ağrısıyla. Göğüs kafesimi sıkıştıran bu darlığa sebep bir yüre...
Hep beraber büyük bir filmin sahnelerini oynuyorduk. Maskelerimiz rollerimizin birer parçasıydı. Çıkarmak, gerçek yüzü ifşa etmek affedilemez bir hataydı. He...
Emniyet kemerini takmam gerekiyordu. Beden derslerinde takla atamayan ben, taklacı güvercin gibi fırladım camdan. Hareket edemiyorum. Hangi ara geldi bu kada...
Ölümünü hatıralara sakladığınız bir insanın telefon numarasıyla rehberde karşılaştığınızda ne yapabilirdiniz ki. Uzun uzun baktıktan sonra ekrana sakladığını...
Ben bir keresinde rüyamda vurulmuştum. Vurulup bir kuşun peşinden koşmuştum. Önce inceden bir yanık hissi, sonrasında sonsuz bir acı.
Ta iliğe kadar.
Dur...
kirpiklerim ve kaşlarım
hala gözümün üstünde
evvelsi gün yaktığın bir tencere yemeğin kokusu hala mutfakta
bir paket sigaram ve bir de kalemim
işte orada...
Bu dumanın getirdiği ölüm kokusu...
Kaç ülke geçti sana ulaşmak için,
Kıtalar ayrılmadan çok önce işlendi ilk cinayet ve pusu
Ölüm her seferinde bir yenil...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok