Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Aşkı hissetmek için
Yanımda
Bakıyorum onlara
Dakikalarca.
Tüm kavramlar imha içinde
Yitiriyor aklımı kör hevesiyle.
Aşkı buldum sandığımda
Ne erken...
Güneşin aya olduğu gibi hasretim sana,
Aynı gökyüzünde buluşmaya korkan ama aynı zamanda birbirine hasret iki yıldız parçası gibiyiz,
Sen sabahın göz kam...
Sana ne kadar güvendiğimi sorsan sana İnsanların köprülere güvendiği kadar derim,
Hiç kimse alt yapısını bilmedikleri halde Köprüden geçerken yıkılabileceğ...
Bütün seçenekler arasında
İnsan olarak gelmişiz dünyaya
Kusurlarla yaratılmış canlılar sürüsü!
Sevgi görmek uğruna yok sayılmış benliğimiz,
Sevmek adına ...
İnsan alıştı mı bir kere yalnızlığa
Sonrasında çokça zorlanıyor kalabalıklara yeniden karışmaya...
Her ne kadar yalnızlıktan yer yer sıkılsa, daralsa, buna...
biz bunca yalnız
her birimiz bunca yalnızken
el ele versek mesela
sırt sırta
hiç değilse birimizin yalnızlığı dinmez mi
Artık ezemem ben kendimi
Bir meczubun ayakkabısını kaybettiği gibi
Ya o yoldan gidilecek
Ya da o ayakkabı bulunacak
Artık sevemem senden gayrı
Bir delin...
bozkırın ortasında sesiz bir çığlıktır ağıtlarım
ya hancıyım bu fani dünyada yada bir yolcu
hayat dediğin bir yol ömür dediğin bir son mu?
bu kaçıncı yo...
İnsan denen varlık adeta yürüyen bir kırgınlıklar müzesi;
Sana, bana, ona, buna, şuna
Hayata, kainata
Çoktan olmuş ve ölmüş olanlara,
Halihazırda olmakta...
İnsanlara kafa yordum,
Alevlerine kor oldum,
Söndüklerinde küllerini yuttum,
İçimdeki volkanı göğsümle tuttum
İnsanlara kafa yordum
Hepsi birer melek ol...
Endişelerden kurtulmak
Yazgından kaçmak
İstersin gidemezsin.
Gelir yaşın otuzuna
Bir güzeli de seversin
Üstüne kahkaha sesleri
Kandırdı hayat se...
Ölmek... Ölüp ölüp yeniden doğmak... İçinde sürekli olarak bir şeylerin kırıldığını, sanki demir çeliktenmişçesine adeta görünmez bir el tarafından tekrar te...
Kalabalıklar içinden
İçten içe bir veda
Ayrılırken yalnızım
Yalnızken kalabalığım.
Kurutulmuş hüzünlerimin
Lekeli yaprakları sarıca
Yoksunum belki aklı...
Gözlerimdeki deniz, senin yansımanla çırpınıyor,
Her damlası senin sevgin,
her dalga senin hasretin.
Gökyüzü bile kıskanır bu aşkın ızdırabını,
Yıldızlar...
Bir şehre geri döndüğünde duygularına da geri dönüyor insan. Gülüşüne, gözyaşına, heyecanına…
Geri dönmüşlüğümde karşılaştığım bu ahengi bir tablo gibi otu...
Karşımda batmakta olan güneşin doğru kişiyle duygularını paylaştığından emin değildim. Yine de bölmek istemedim sözlerini. Kırgınlığında payım olsun istemedi...
Gözlerini masanın üstündeki deftere dikti. Kırık beyaz yapraklar arasında yazacak bir şeyler arıyordu. Kalemi eline aldı, ama herhangi bir kelime düşünemedi....
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok