Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Ucuz parıltılı elbisesi,
O simli ışık...
Kesik kesik düşüyor bölük pörçük bedenime.
Kafam... Kendine has şakalar yapma peşinde,
Kanım düşüyor, ben bir el...
Ah, ah, benim içler acısı Vah'ım,
Gözlerimin içinde öfkem Vah'ım.
Kalmıştır kaç esrarlı gözde ahım?
Kalmadı vahımdan aklımda başım.
Nerede dağlara sığmay...
Müdavimi olduğum tüm gecelerin sonu,
Ölüm kokulu, terbiyesiz tavuklar,
Ölümden hallice isim almış kokular,
Dökülmeye yüz tutmuş ateşli kabuklar.
Kainatta...
Turuncunun tonlarını göğsünde toplayan güneş,
Kollarını çekip yeryüzüne sarılmaktan vazgeçtiğinde
Sirayet etse de bozkır hayaletinin şüphesi
Cennet ağaçla...
Yalnızlık dolu gecelerin ışığı
Kırılmaz ufkun yalnızlığı
Ey serenat
Ahenden bakışların var sanki
Kalbimi olduğu yere yığan
Damarlarımdan akan kanı dondu...
Sahi her şeyin bir sonu vardır değil mi?
Uzun uzun cümlelerin, şarabın, sevişmenin hatta yaşamın bile. Ölümsüz gibi değil miyiz hepimiz? Sanki ayağımıza hiç...
Lambalarıyla ışıkı
Yollarıyla uzayan
Ve insanlarıyla özgür
Bu şehir
Yağmurun altında
Sırılsıklam bugünlerde
Islanıyor ellerim
Saçlarım ıslanıyor
V...
Bir kelime bırakıyorsunuz şiir
Yalnızlıktan artakalana yazıyorum
Bir derin hasret
Benden alıp götürdüklerin
Bir derin kederdir bana
Sonu gelmez o senfon...
Masmavi o sonsuzluk
Gözlerimden ayrılıyor
Gayrı yok bana, yok huzur
Bir kitap önümde
Dolu kahır
O kahır ruhuma işlenir sonra
Sonra hüzün çöker omuzlar...
Bir şehir tanıdım
Bir şehir sevdim
Pek az dost bildim
O şehri sevdiren
Bahane arar gibi şiire
Şehri bahane bildim
Çünkü dosttu şahane
Seni gönül o...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok