Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
yalnızlığa iman etmiş bir gönül taşıyormuşum
göğsümün kafesinde
kalbimin kanla vaftis edilmiş damarlarında
pusuya yatmış bir ayrılık
bütün köşe başlarınd...
Bir ruh var içimde,
Safi katran.
Bilmem neyi söyler,
İşaretçisi kırık,
Garip kadran.
Şu sokaklar,
Senden, benden,
Evvel, kim bilir,
Tanımıştır kaç ...
Merhametsiz alabaşlı yılan,
Komutan üç ön dişli fare,
En günahsız fahişe.
Nasılsa başrol bu hikayede.
Ezilmiş kimsesiz benliklerin,
En nefret edilenleri...
Ellerimiz birleşince sanki bulutlar seriliyor ayağıma.
Gökyüzü masmavi, güneş yerinde.
Tanrı’nın en şanslı kuluyum.
Görüyorum cenneti dünyada,
Sokaklarım...
İnsan sadece bilmediği alanda ki bilgilerini genişletmek ister. Yani önünde ne kadar büyük bir bilinmezlik, anlaşılmazlık varsa ona doğru çekilir. En meraksı...
Bir perdenin ardından izliyor gibiyim dünyayı
Bedenim yaşıyorken bilincim her şeye tepkisiz
Ben yönetmiyorum, ne hareketimi ne vaktimi
Gölgem bile düşmüyo...
En alçak gönüllü, bana kendi sınırlarını tanıtmam için mi verdin kalemi? Neden bu ukala umursamazlık, Ey Rabb taşaklarını yalayan onca kula sahipken yaratılı...
Bir zamanlar gülümsedi gökyüzü,
Şimdi yalnızdır yıldızlar geceyi süzüyor.
Kalbim paramparça, anılar sarhoş,
Sevdaya düşmüş bir rüzgar gibi üzgün.
Gözleri...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok