Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Bir karga bir kediyi öldüresiye bir oyuna davet ediyordu
Hep böyle mi bu?
Bir şeyden kaçıyorum bir şeyden, kendimi bulamıyorum dönüp gelip kendime yerleşem...
bir alçak sırp
keskin nişancısıdır yazgım
gizlenmek gereği dahi duymayan
bense sırtından değil
tanrısından bıçaklanan
bosnalı bir müslüman
şu kanımızı...
Bir şeyler yıkılıyor, yerine korkunç, şekilsiz, büyük betonarmeler dikiliyor şehrin hemen hemen her yerine…
Parklarda bile nefes alamıyoruz artık, bi’ yanda...
ben fâtih değilim ama sen
sen başlı başına bir ıstanbul’sun ferâyem
kahrolsun hâm ile sâm
yıkılsın sedd-i zülkarneyn
el pençe divan dursun önünde
doğu’s...
Durgun sularda nöbetteyim bugün
hırçın sular duruldu.
suskunlukta nöbetteyim
çığlıklarım sakinleşti bugün.
bir kar tanesinde nöbetteyim,
sağanak yağmur...
Tutulmuş balığın sıcak çaresizliği gibi çırpınıyorum
Gözlerimden hayat geçerken, suya geri atılıyorum
Mideye inmek için bir plastik içine.
Çaresizliğim bu...
1.
Bütün renklerimi siliyor dışardaki yağmur
derin bir bıçak izi olduğum için
artık beyaz bir yumruk gibi kaldım diye
hayatın karşısında
bütün kurnazlığ...
Beni sensiz kalmaya mahkum bıraktın,
Sensiz yaşamayı tabiki de öğreneceğim.
Ama ben bu sessiz yaşamımın içinde.
Yeni çiçekler ekerken, çiçeklerimi kopartm...
yaşadım ve yaşamım
bir kavgadır
şiir mi nesir mi olduğu meçhul
yaşadım ve yazgım
küf gibi, küfür gibi, ıslık gibi, ok gibi
unufak umutlarla
hıncahınç ...
İkindi suskunluğumun tam ortasındayım. Boşluğu tutmaya çalışırken ruhum, savaşım bıçak gibi kesiliyor. Üstü başı yırtılmış bir kabulleniş gelip bağdaş kuruyo...
Şarkıları başa sar
Tekrar dinlemek istiyorum
Doyamadım yaşamaya
Günüm günüme karşı çıkıyor
Komünist düşler görüyorum
Her uyandığımda buraları terk ediyo...
Bir boşluğun ortasına oturduk. İki parmağıyla rüzgarda savrulan saçımı kenara çekti. Gözlerimin en derininde bir şeyler arar gibiydi. Uzun uzun baktı. Düşünc...
hazret-i ömer olsa ağzımı yüzümü dağıtırdı
iftar sonrası çay ve sigaralardan
hazret-i ali kale bile almazdı şu bitirme tezini
bir evsizle çorba içecek kad...
Varlığınla eşsiz dansını kucakladığın milyonlarca yıl ötesinde ve kayıp evreninde çiçeğini bulmuş gibisin
Korkusuzca ve cesur bakışlarında sakladığın içinde...
1964
.
Bakmaklar
.
Donyağından yapılmış sabunların
ürkütüp sindirdiği gözlerim vardı -ağır-
ağır yani çoraplı ve sürgün doğmanın taşınmaz kıldığı
. ...
alarak bekâretini bana teslim etmiş geceyi koynuma
takarak bir kürdanı dişleri arasına ruhumun
kırgın yüreğimin birbirine mıhlanmış dudaklarına
tutturarak...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok