Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Biz, zaman kırıntıları,
Zaman sinekleri,
Tozlu camlarında günlerin sessiz kanat çırpanlar
Ve lüzumsuz görenler artık
Bu aydınlıkta kendi gölgelerini!
...
Niçin sen yaratmadın bu dünyayı?
Ellerinin mesut işaretlerinden
Daha güzel doğardı eşya!
Daha zengin olurdu aydınlık
Kendi karanlığından çağırsaydı se...
Zaman, bir sigaranın kendiliğinden yanması gibi, durmaksızın akıp gider. Bir sigara yandıkça, küllerine karışan her bir parça, hayatın ne kadar kıymetli oldu...
Zihnimin tüm perdeleri çekilmiş,
Güzel, mutlu olmaya değer ne varsa rafa kaldırılmış,
Bana yalnızca tozlu raflardan aşağı düşen anılar mı kalmış?
Rafa kal...
Üniversitenin bittiği yaz benim için birçok şey belirsizdi. Seninle konuşmalarımızın çoğunda düzenli bir işte çalışmak istemediğimi ancak kendi işimi yapmamı...
Aynadan kendimi izliyorum, boş bakışlarla. Sanki bir yola çekiliyorum; yeşillik ama bir kayboluş kadar karanlık. İğrenç bakışlarım üzerimde geziniyor. Baktık...
Aklım ve kalbim öyle bir savaşa girdi ki ben sağ çıkamadım.
Bir kış gecesi. Buz kırağı bir hava, kar delicesine yağıyor. Dışarısı beyaz bir çarşafla kaplanm...
Mahallede koşuyordum arkadaşlarla
Gözümü açtım baktım ki ne göreyim
Ak düşmüş sakallarıma.
Saçlarım seyrek
Gözümü kapattım ki ne göreyim
Hala mahallede...
Bir yıldız kaydı.
Sen biliyorsun...
Bari bir dilek tut
Boşa gitmesin:
Silkelensin zamanın tozu
Diyesi olmaya razı olduklarım için.
Çünkü eskil bir ge...
Zamanın örtüsünü
Silkeledim
Bir lemur düştü
Oynattı burun kanatlarını
Ellerimi çizdi tırnaklarıyla
Ve baktı,
gecenin ruhu gibi gözlerle..
Öyle kara...
biz zamanın eşiğinde kalmışlar,
ve kendini adamışlar!
kimi zaman kent meydanlarında,
çoğu zaman gönül meydanında,
ve bilimum evrende genellikle,
savrulu...
Ah nasıl törpüler zaman insanı,ağır ağır
Bir heykeltraş edasıyla
Bakar ,aklındakinden farklı bir görüntü var mı?
Dokunur, ruhundakinden farklı bir kıvrım ...
ÖZET
1989’da İstanbul’da doğan “Yine de Âmin, Dank, Lakuna, Anekta, Geçtiğimiz Altı Ayda Çok Şey Oldu, Bizim Zamanımız ve son olarak Behice’nin Yarım Kalan ...
Umuda boyanır sokaklar,
Sesin düşünce sokağa,
Kuşlar, çiçekler ve insan..
Zamanın kuytu köşelerinde,
Zamansız düşer aklına bir nergis,
Kokusunda kavuşma...
Merhaba benim adım da mı aydınlık?
Ya içimde ki karanlık?
Görevimi söyledi bana yalnızlık
Unutulmuş bir his artık
Güven bana
daha önce yıkılsa da
Yaka...
Fakat insan neler olup bittiğini üzerine zaman yükü binmeden anlamıyor.
Geride kalanın bırakılan mı yoksa kalan mı olduğunu anladığı anda başlıyor macerası ...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok