Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Tanrım...
Verdiğim kayıpları saymamaya başladım.
Ve her şeye defalarca başlayan biri olarak,
Tanıdık bir yenilgiyi selamlıyorum..
Ellerimin değdiği her ş...
Çoktan yok olmuşum
Bir pazar gecesi karanlığında
Sevmişsin yağmur sesini
Bekledim gürültülü gecede
Gök gürültülü
Yok olmuşum biraz daha
Sesler almış bi...
Yolumu bekliyorum
Sağa mı sola mı
Yana mı arkaya mı
Çizgiyi bekliyorum
Düz mü desenli mi
Kaderi bekliyorum
Yorucu mu rahat mı
Geleceği bekliyorum
Baş...
İnsanların hallerinden usandım,
Tahammülüm kalmadı buna artık,
Sınıyor musun beni yüce tanrım,
Görüyorsun işte bitiyor sabrım.
Soruyorlar beni umursamada...
Kuşlar uçarken gördüm
Gitmek de güzeldi
Sevmek kadar
Vazgeçmek de
Bilmekte olmayacağını ve kabullenmek de
Aşk olan tarafa çırpmadım kanatlarımı
Yand...
Bir dirhem buğdayın ağırlığını taşırdı babam
Kuru bir yufkayı yiyememenin öfkesini
Unun tadını bilmeyen değirmenci gibi.
Biraz mağdur biraz mağlup biraz ...
En hüzünlü şarkılar akşam dinlenir.
Yüzleşmelerin en acılı olanları
Soluksuz bir gecede yapılır.
Karanlık aydınlığa bırakamaz kendini
Yaslar tutulur geri...
Kimse yaklaşamaz
Kimse davranamaz
Onlar yakışık almayan davranış
Bunlar sevgisiz kalmış
Belki yalnız belki gidenlerden
Kimse bakamaz
Kimse dokunam...
Uzun bir yolculuk bizimkisi
İnişli çıkışlı
Ağaç gölgesinde
Çiçeğin yaprağı ile
Uzun bir yolculuk bizimkisi
Gelen giden insanlarla
Çocukla, bebekle, ke...
derin sular içinde kaybolmuş bir balık
pul pul olmuş kaypak vücudundan akıyor sular
nereye gittiği önemli değil
o gittiği her yere okyanusu taşıyor
ke...
Aniden göçüyor kalbim
Aniden çekiliyor parmak izlerim kaderimden
Beton aniden tanıyor beni
Bedenime aniden soğuk duşlar
Bir anda oluyor gece
Bir anda çö...
Bir kara parçasının iki ucu,
Masalarımız ayrı ama gönüllerimiz yakında,
Gözlerimiz buluşmuyor tenhada,
Ruhumuz ise bir arada bu kalabalıkta,
Bu sıcak ya...
Ben bilmiyordum kanım ne renk akar.
Öğrendim ama şimdi
eninde sonunda nereye varacağımı,
kiminle kalacağımı.
Nereye gidersem gideyim
kendi dizimin dibi...
Kalemin bir ağırlığı, kağıdın gölgesi, ışığın örtüşerek karanlığın içerisinde kaybolduğu nesnelerin tartışılamaz ağırlığı insan siluetlerinin gözlerin seçeme...
Bu gece yağmurda
Çıkıp ıslansak şimdi
Beraber durmaksızın
Yürüsek el ele.
Tüm sevgilerimin
Açlığımın ortasında
Ortak olsan gönlüme.
Yaşayamadığım aş...
Yarın bize her defasında bir yarım sunar. Ölüm ya da yaşam mesela. Bu mezkur ikili aslında birbirini tamamlayan iki yarımdır. Belki biri diğerini yarar geçer...
Yapay kahkaha, ithal hayaller, aklına hiç gelmiyormuş gibi eskiler... sanki öyle bir süre ki her kimsenin etrafında gri gri kollar, yüzler, kahkahalar....
Kalabalıkta senin yüzünü andıran bir şeyler buluyorum.
Senin kadar canlı sokaklar tanıyorum. Senin gibi gülen parklar, uyuyan ağaçlar. Sen kokan denizlerde...
Tam da yüz yıl önce bugün coşkuyla titremiş meclisin camları
Yorgun boğazları patlatırcasına fırlamış 'Cumhuriyet!' nidaları
Ne duruyorsun, kalk hemen, yan...
Bir ok gibi sapanından fırlıyor kibir.
Gerginlik arttıkça ivme kazanıyor.
Ve bazen gittiği yeri bilemez hale geliyor.
İnatla çeken mi suçlu yayı, hararetl...
Ankara artık gri değil karadır
Seninleyken birbirine düşman kesilen
Aklım ve kalbimi görmemen
Soluğumu solduran yaradır
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok