Edebiyat > Günlük
Bu alanda, günlük adı altında ürettiğiniz metinleri paylaşabilirsiniz.
İnsanlar çok bencil neden hep en büyük dert onlarda,en kötü şeyler hep onları bulmuş gibi tavırlar sergiliyorlar. Bence bu baya trajik bir durum. Onlardan ço...
"Seninle bir daha hiç karşılaşmayacağımın korkusu, içimde büyüyor..."
Ben Derya. 30 yaşında, herkes gibi, standart bir hayatta kalma çabası olan, olmak iste...
Nereye gitsem, hangi kapıyı çalsam arkasından birilerinin birlikteliği çıkıyor. Sadece sohbet ederken dahi olmayan kişileri savunurken bulursam bazı yürekler...
İnsan kendi üzerinde çalışmaktan yorulur mu hiç?
Yoruluyormuş.
Bu zamana dek yıllarca kendi kendime, kendi üzerimde yaptığım olanca çalışma, gözlem, analiz...
Bu yerde kendim için aldığım en iyi ders akışa bırakmak.
Bir şeyleri yönetmeye çalışmak değil de kendini yönetebilmek önemliymiş.
Fark ettimki sana senden başka dost yok şu hayatta. Aynı kan bağını taşıdığın insanlarla bazen aranda kilometreler olabiliyor. Dokunsan tutabileceklerin kırı...
Biz o şiirleri iş olsun diye yazmadık Orhan Ağabey. Şiirimiz acıtmıyor, kanatmıyor
dönüşlülük zamirinin kardeşi, kendi yaşam buluyor,canlanıyor sonra eskiy...
Hayatta bir şeyler kötüye giderken bana iyi gelen insanlar hep bir yerlerden el uzatıyor. Sıcak bir bakışıyla, tatlı bir tebessümüyle, samimi bir tavsiyesiyl...
kaldığım suskunları; yanıltır sandığım dünyanın, kuytu sokaklarını adımlarken, rastladığım pazar tezgahları arasına sıkıştırıp, 'üçe beşe, olmadı eşantiyon v...
geceyle gündüzü karışmış bi' adam. adamın benliği karanlığın kendisini doğurmuş. sabahı bulmaktan yorulmuş. akşamlarıysa sadece rakıyla buluşurmuş. ekmeğini ...
Güneş gibi aydınlık,
Gece gibi karanlık;
İhtimallerde yaşamaya çalışan, Bilinmeyen denklemin etkisiz elemanı gibi olan İnsanlar var bu dünyada. Ne gariptir...
Gölgeli suretler görüyorum, siyah pelerinli peşimden koşuyor sürekli. Hayal meyal hatırladığım, hatırlamaya çalıştığım yüzlerce karanlık suretler beliriyor p...
Yıl döndü.
Güneş ışığı her sabah gözlerimize yansıyordu. Yarısı koyu yeşil, yarısı siyah battaniye kol kaslarımızı zorluyordu. Ben uyurken tavada kızan yağ...
Acılarımız Pinokyo. Tüm resmi gazetelerde yayınlandı. Artık tüm sokak başlarına tabelalar asıldı "bu yol denize çıkmaz" diye. O yol başından beri çıkmıyordu...
MacBook'u açıyorum. Birkaç satır yazıyorum, sonra geri dönüp bakıyorum. "Bu pek olmadı," diyorum. "Şurasını şöyle mi yapsam, burasını böyle mi yapsam?" derke...
Bu bir mektup veya mesaj değil
Bu bir uyanış
Kendi uykumdan kendimi uyandırıyorum
Henüz bilmiyorum neye ihtiyacım olduğunu
Belki irade
Belki aşk
Ama ...
Bir elvedaydı
Her şey.
İlerisi olmayan çıkmaz bir sokakta
Kaybolduk.
Nereye dönsek.
Ne kadar çabalasak boşunaydı.
Ezbere bildiğim
Yollar
Ayağı...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok