Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Tarçın kokulu bir güz sabahı
Loş bahçelerde sızımızla gezinirdik biz.
O yeşil memlekette
Doğa ve tarih kucaklaşırken,
Oysa ne yalnızmışız biz.
Şadırvand...
Hatırasıyım şimdi o sende kalan kitabın,
Bende kalan yarının.
Bir büyük boşluk ki sevgilim
Artık bu kalpte yarımım.
Sensiz gelmez benim mutlu yarınım
Ba...
sen misin beni bu denli derde sokan
yüreğinden yüreğime aşina edemediğim sıcaklığın mı
kasırga gibisin
ne geleceğin belli ne gideceğin
belli olan tek ş...
Önce karanlık vardı, bir tek ben alemde sanki,
Sessiz çığlıkların ardına sığındığım korkulardan,
Soğuk vardı, ayaz geceden saklandığım kendi içime,
Yol...
Tek kelimesi silkeleyecek kadar sevin
Ansızın yürürken rastlayın meyhane masasına
İki dost kadehi vuracak kadar dinleyin
Gece bitti diye üzülmeden sabahı ...
Kalbimi acıtan o cümleyi bilirim
Noktayı koyduğumdan
Boğazımdaki o düğümü bilirim
Söylemediğim onca sözden
Ben canımı yakan bütün ateşleri bilirim
B...
O gözlerin ki , masumluğuyla bir hayli korkunç.
Eski bir sevdanın özlemini taşır,
O ; keskin, ok vari kirpiklerin.
O gözlerin ki ,
Acımasız bir si...
O uslanmaz şehirlerin içinde kaybolan adımların izleri
Teker teker göç eder sokaklardan,
Gecenin kör karanlığına
Nereye giderse gitsin ait olma benliğini...
Sarı yelek mavi kazak temmuz kadar sarı, gökyüzü kadar maviydi. Yemyeşil bir orman göçürdü bozkırın tozunu yutarak. Sarı yelek mavi kazak akıttı gözünün yaşı...
Ufukta bekliyorum seni
O güvercinle martı bizim yerimize kanatlanıp yolculuk etsin
Ki gözlerine değince tan
Bir an durur zaman…
Sırılsıklam beden, yorgun vücut, beyaz çarşaflar ve koltukta oturan adam.
Kadının suretinde , yorgunluğun mayhoşluğu, ter ve sigara kokan odada birbirini iz...
Bir yaz gecesi, dışarda boğucu bir hava…
Sıcaktan ay ışığı büzülmüş, yıldızlar terlemiş adeta. Ve sokağa yankılanan baykuş harareti.
Ve çocuk!
Dört duvar...
Düşünceler uçuşurdu zihninin semalarında Kendine özgü, katışıksız fakat cılızdı sesi Savrulup dururdu hep hoyrat rüzgârlarda Zamanın fırçası pek mahir Konuşa...
Yürüdük yürüdük, yürüdük bugün. "Yürümek güzel şey be kardeşim." dememiş mi Nazım? Tamam dememiş ama biraz daha yaşasaydı derdi. Yaşamak ve yürümek. mek ve m...
İlk aşk, baharın taze tomurcuğu gibi,
Gözlerde parlayan masumiyetin izi.
Kalplerde bir meltem, ruhlarda bir çiçek,
Sevgiyle dolup taşan, huzurlu bir rüya....
Bir günümüzü de mütebessimâne yanlıyoruz. Yo bilerek karşılamak demedim. Karşılamak yok, insan sevdiğini karşılar, seviyor olduğunu yanlar.
Doğrular doğuran...
Akşam, Vincent'in tablosundan daha tatlı. Ama şerbeti biraz fazla. Rüzgâr püfür püfür eserken yine ne oldu biliyor musun? Yazasım tuttu. Yaşayasım tuttu. Gez...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok