Edebiyat > Öykü
Bu alanda, üretmiş olduğunuz öykü metinlerinizi paylaşabilirsiniz.
İki kişi, el ele değen tenler, sessiz konuşmalar ve fısıldaşmalar, onlarda bunu gördüm. Gözler de bir şey var, kapıdan içeri girer girmez orada olduklarını h...
Bizler ki, yeraltının en ücra köşelerinde hayat bulup ana rahminden evrene doğan insanlarız, bundan üşümüyoruz kolay kolay. Her gece en derinimize gömdüğümüz...
Soğuk, puslu bir gece değildi. Hava caddede yumuşak esiyordu. Okuduğu kitabın etkisi devam etsin diye okuyarak yürümeye karar kılmıştı. Her adımını d...
Masanın üzerinde duran içi boş bira şişelerinden sıkılmıştı artık, içinde ara sıra yaşadığı bu evi temizledikleri günü ikisi de hatırlamıyordu. Temiz bardak ...
Zaman algısını yavaş yavaş kaybediyordu. Her gün sanki birbirinin aynısıydı. Bir diğer güne geçtiğini, aydınlık ve karanlığı takip ederek algılayabiliyordu. ...
Orada geçirdiğim son günler olduğunu hissedebiliyordum ama sonunu böyle tahmin etmemiştim. Kaldı ki nasıl biteceği umurumda da değildi. Biraz olsun evden uza...
şimdi pek çok şey yeniden düşünülecek. Kim olduğumu soruşturacağım önce. Sonra ne olduğumu, hiçbir zaman yanıt bulamayacak olmak ne büyük acı! Lüzumsuz bir a...
Vakit gece olmuş, ortalığı bir zifiri karanlık kaplamış. Her yer sessiz, insanlar uderin uykularda. Uyuyan ışığını kapatmış, kapatan evinin önündeki lambayı ...
Pencerenin dibindeki koltuktan kalkıp ağır adımlarla, sızlana sızlana, daktilosunun başına oturdu. Yaşlılıktan olsa gerek şu kısacık mesafeyi yürürken nefes ...
Huşrübanın elemi eksik, Furkan'ınsa mini mini tahtası. Sahi, neden mi? Geceleri tez uykuya dalıversin diye komodinin üstüne bıraktığım sıcak sütle, şekerinin...
Köyün birinde Bekir adında bir fukara yaşarmış. Bu fukara kötü biriymiş. Yaşlılarla dalga geçer, çocukların oyununu bozar, bazen de hırsızlık yaparmış. Köyde...
Bir süre ağır hareketlerle alemi seyreden ilginç adam sırtını bir kayaya yaslayarak oturdu ve bir şiir yazdı:
Elimde olsa hiç konuşmazdım
Elimde olsa belir...
Ben bir oyuncak ayıyım ve yolum uzun; biraz da kasvetli, rutubet tutmuş ruhumla zincirlenmiş yaşamımı peşimden sürüklüyorum. Ben buyum işte...
“Yolculuk ne...
Tamamen rastlantı, şans, plansız, kendiliğinden gelişen ya da kader nasıl adlandırılıyorsa artık bilmiyorum ama bu cümle tamamen diye başlamamalıydı diye düş...
Melih’in kendi içinde bir evreni vardı, bu evren nasıl bir evrendi? Tam bilmiyordum. Etrafına ve bana yansıttığı kendiyle kendisine yansıttığı ve kendini den...
Arthur Schopenhauer, 1851'de yayınladığı "Parerga ve Paralipomena: Kısa Felsefi Denemeler" adlı eserinin 396. bölümünün bir kısmında, kirpilerin soğukta kald...
Betonun belleği yoktur. Üstüne basan insanların hangi makamda olduklarını, ne kadar maaş kazandıklarını, en son hangi kitabın altını çizdiklerini bilemezler....
"O her yüzyılda bir gelir, her şey devinir."
"Bizi birbirimize ördü ve gitti,
yeniden geldiğinde çözdü
son defa gelişinde
ben ve o değildik
Bizleşmiştik...
Nasıl?
Tüm bunlar mümkün. Aklın almadığı ölçüde akla uygun. Neyini ve asılını merak ediyorum defalarca kez. Gerçeği bilmek istiyorum, sonra korkuya kapılıyo...
Evet, o’ydu. Beni dinleyecek hatta inanır mısınız beni anlayacak tek kişi o’ydu. Bunun kararını nasıl verdim bilmiyorum. Hava kararmasına rağmen sokak lambal...
Yazarken bunu dinledim.
Göcekteki yat limanında dalgalanan denizin turuncu ışıltısına dalıp gitmişken geldin aklıma ve fark ettim ki ne dargın ne de kızgın...
Uzun saatler, tıkırdayıp yok olan zamanda akan bulutlar; griye çalmıştı. Yağmur bekleniyordu. Sel peşi sıra şehri sarmalayıp günahlarından arındıracaktı. Bab...
Yeniden başladığım gün hiç iç açıcı değildi. Dün geceden başlayan şiddetli yağmur şiddetini azalmış olsa da yağmaya devam ediyordu. Hava karamsar bulutların ...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok