Buraya ilk kez kendi kitabımı bırakıyorum. Gözlerim dolu dolu… Kitap artık tüm çocukların kitabı. Kitap artık tüm çocuklara emanet! 😍
Saniyeler, dakikala...
Yanaştığı kıyılardan yoksullukla karışık şatafat toplayan yorgun kayık, güneşi doğurmaya gidiyor usul usul. Üstünde kırk yıllık usta balıkçı, kendine güveniy...
Gönlümün dallarına konmuş kuşların muhabbetini kıskanıyor aklım;
Aklım sizin kadar cıvıldasaydı yeterdi hayat telaşını dindirmeye
Ne kadar isterdim anlaşıl...
İçimde besili bir yalnızlık var
Her kolunu oynatışında
Göğüs kafesimde bir çukur
Büyüyor
Çukur mu içimde
Ben mi çukurun içindeyim
Biri parmağının ucuyl...
Acil kapısında,
Nâzım fısıldar kulağıma:
“Ah benim insanlarım...”
Fakir ve dertli,
Ezgin, kederli,
Alıp veremedikleri,
Ümit besledikleri...
Huzursuz b...
Yılların verdiği yorgunluk bu,
dinlenmek ister gönlünde.
Biraz soluklanmak,
sakinleşmek ister belki de.
Hazan vakti gelir dedim, gelmedi.
Kış geldiğinde...
Gece karanlığında nazarının değdiği taşa takılıp düşüyorum.
Zaman geçmeyen kör sokakta, kartona sarılan kimsesizim.
Sensizlik kış gecesi kadar soğuk, üşüyo...
Önceleri çok süslü kelimeler kullanırdım
Şimdiyse yalınlaştı kelimelerim
Kelimeler dizerdim sıra sıra, inci
Her birinde aşkın, ölümün, hayatın gizi
Her b...
Beni bırak, unutulmuş bir gecenin saf korkusu sinmiş içime
Beni bırak, düşmemek için tutmayacağım ellerinden
Çünkü gece gökyüzünü yeni salıvermiş dikenli c...
Göğüslerimin arasında üzüm bağları yetiştirdim
Şarap yapacaksın
Yüzyıllardır hayalini kurduğun evde
Yolu bulmak zor biliyorum
Nerede olursan ol bul diye
...
Geceleri sevmezdim ben.
Karanlığı, yokluğu, kayboluşu.
Gece de seni hatırlatıyor,
Her şeyin hatırlattığı gibi.
Biliyorum, istemeden kırıyorum seni.
Şimd...
sanki benden çekip aldılar
bana ait olanı
yüzüme rengini vereni
göğsümü nefesle dolduranı
benden yaşamak gayretini oyup aldılar
-elimde kıymets...
Tezek ve kekik kokusu almıştı yine dağların çevresini. Hayvanları otlatmaya çıkmıştım, her zaman olduğu gibi. Babam yapardı bu işi önceden, bütün köylü ona e...
Kaç bekleyiş gördü bu pencere bu ahir ömründe?
Kaç ah işitme.
Kaç küsme, kaç darılma...
Kaç incinmeyle ağrıdı yüreği ve kaç barışma gördü?
Kaç kere oturu...
Ben hiç aşk şiiri yazmadım Ferdinand
Özgürlük nasıl özlenir
Öfke nasıl güzeldir bilirim
Ama bilmem seni seviyorum demeyi
Yalnız dilim döndüğünce
Kalbim...
gidiyoruz şimdi ağustos sıcağından
en serin, kara eylül günlerine
sırf bundan hırsla okşuyorum yanaklarını
elimde kocamış anneler hüznü
sırf bundan tutun...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok