Bir uçurumdan atladığında düşünmeden peşinden atlayan,
Zemînde mahsûr kaldığında seninle oturup bekleyen,
Üzüntü veren her şeyi, bir trene bindirip göndere...
Basılan yerlerin, kırılan yüreklerin, gizlenen sözlerin izi kalmadı.
Ve gücü kalmadı, kilometrelerce yürümekten su toplayan ayakların.
Fezâ iken zerre kada...
Uzun bir iç çekişten sonra yüreğime acı oturdu.
Bulutsuz bir gecenin sabâhına uyandım.
O kara trenin mîâdı doldu, biliyor musun?
Şimdi binip gitsen de rot...
İçime dolan rüzgârın uğultusunu dinledim.
Tâze çiçekler topladım, pencereme koymak için.
Nazikçe başımı okşayan bir sevgide unuttum adımı.
Hiçbir telini k...
Fezâya uzanan köprüler, yıkılalı çok oldu.
Bir gitmek sevdâsıdır tutturmuş d'ili...
Uyandığında, uyanıkken ve uyumadan,
Hatırladığı ilk kelime, zihnini ye...
Hayât, birkaç nahîf ândan ibârettir oysa.
Usul usul dinlenmek, bir kalbin kıyısında.
Ellerini tutuşturmak, bir sözün âteşinde.
Hayâllerden yol yapıp yürüm...
Kapının eşiğinde ellerini ısıtmaya ç'alışıyorsun.
Acına odun atan sözleri hatırına getiriyorsun.
Kaç kelimenin d'ipsiz kuyularda öldüğünü,
Ürkek gözlerin ...
Uyku çöküyor gözlerime, ben gülüyorum.
Eksikleri yerine koyamıyorum, kayboldum.
Akşam oldu, kuşlar göçtü buralardan.
Sessiz sedasız ağladım; gözyaşım, ç'o...
Beni kazı yerimden. zeminini boyuma kur.
Derinlik savunmayalım. ıssızınla karşımda dur.
Olmayanla avunmayalım.
Taşır içindeki okyanusu geminden.
*
De ki...
Loş odalarda yürüyor musun?
İçin(d)e iğne atsan yere düşmez.
Ve sen, atmışsın kendini bir uçurumdan.
Denizin dalgalarıyla boğuşuyorsun.
Güneşi doğuran va...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok