Mehmet can

Hiçbir acıyı tarif edemedi bu dilim

Ölüme dokunsa gül patlamış ellerim

Borçlu olurdum Beyoğlu’nda bir günah

Ölüme dokunsa gül patlamış dudaklarım

Şarap ö...

-İnsan her şeyi istememeli, bu kibirdir... Tanrıya inanıyor musunuz?
-Bir Tanrı var, sadece bana yetiyor.
-Özel bir tanrı... Ona mutlaklığı sorun.

Ve sustu kadın.

Uzun zaman sonra ilk defa ne diyeceğini bilemediği için sustu… Kendi kendine konuşmalarını daha fazla sürdüremedi. Okyanusun orta yerinde te...

Yarın sabah dünyaya yeni biri katılıyor. Sevebileceğim yeni biri. Pia... Merak ediyorum onu ve önündeki kocaman yaşamı. Acaba benim yaşıma geldiğinde o da 'k...

Bu çağdan sıkıldıysanız sizi harika bir yolculuğa çıkaracak bir grup...

Müziğin etkileyici gücünü kanıtlar nitelikte bir eser. Dinlemeye başladığım andan itibaren beni alıp aynı boşluğun içine fırlatan, her seferinde de farklı ko...

İçimdeki yangının ateşi nasıl söner?

Ah ben yazmayı severdim.

Deli gibi saatlerce kafamın içinde yazardım.

Lâkin şimdi tek kelime etmenin işkencesini çeki...

Sen yabancı,

Bilmezsin kavgamızı

Yorgunluğun bu yüzlere yaydığı ışığı

Görmezsin.

Cesuruz ölmek için

Ama en çok da yaşamak.

Firar etmek aykırı bu fıtrat...

Yalnızlık uğultusunda huzurlu bir bedenim.

Ben herkesler arasında herkes gibi tekim. Bazen kayıp bir sezgi bazense kaçmış bir güz. Yine serin rüzgarlardan b...

Bazi seyler anlamını yitirmeye başladı artık. 

Kuşlar ötmüyor eskisi gibi...

Meltem fırtınaya dönüştü

Sonra sonbahar küstü melteme.

Sonbahar bencil artık...

Zula’nın bardaki lindy hop tarzı dans performansına hayran kalıp filme başladım. Daha başlarda filmdeki perspektifler, yüzlerdeki soğukluk ve çaresiz, bir şe...

Sana sesimi duyurmanın imkansız olduğu bir zamanda seslenmek, olasılıksız bir isteği gün yüzüne çıkarmaktan farksız şimdi. Ben hiç dinlenmeyeceğimi bildiğim ...

1996 yapımı bir Derviş Zaim filmi. Başrolü Ahmet Uğurlu'nun üstlendiği film, Rumeli Hisarı'nda yaşayan evsiz barksız bir adamın hüzünlü hikâyesini konu edini...

Sonsuza dek bıkmadan dinlerim.

Savaştayız.

Ne et ne kemik

Ne tırnak ne de diş

Feda etmek için şüphenin uğramadığı

Bedenlerimizle

Savaştayız.

Ortalık sükut haykırışları ile inliyor.

...

Salınçağın gıcırtısı

Yalnızlığın çığlığı

Bağırıyor duymuyorsun

Sesleniyor dinlemiyorsun

Peki ne yapıyorsun?

Hiç çığlık atmamış gibi davranıyorsun

Sağır...

Gecenin yangınından geriye kalanların hüznüyle doluyor yüreğim.

Gerçeklerin içinde ruhumun şiddetle sarsıldığını görüyorum anbean.

Mahvolmuş gözlerin altın...

Benden sana bir hediye idi 'tik tak'lar.

Umursamak ve umursamamak arasındaki ikilem idi gözlerine bakmak.

Göz bebeklerinde kaybolmak, evrenin sırrına erişm...

Denemenin üstadından sonra en beğendiğim deneme Henri Bergson’ın Gülme eseri olsa gerek. Yine bulutların üzerinde hiçbir şeye değmeden uçmak gibi. Bütün yoll...