Sanatı sanat için yaptığı günden beri
sarhoş olmuş güzelliğinde savaşın
bir gerdanlık misali sarılmış boynuna
artık uğramaz aşkın mayhoşluğu ona
sanatı k...
Nefesim dimağımı zorluyor
Rüyadan şekerim eriyor
Zamanla nefret ettiğim herkes oluyorum
Şekerim yere düştükçe kayboluyorum
Bilindik melodilerde akıyoru...
Kaç zaman sonra doğar çiçekler?
Kaç zaman taşır ana yavrusunu karnında?
Nece doğar güneş?
Niçin yanar ateş?
Nasıl güler insanın yüzü?
Hiç bilmiyorum.
S...
dudağımın yanığından destur alıp
ucunu yalayarak
ölüşmeye ant içtiğimiz
pembenin kurağından bileyli
hançerin
tozu,
canın yükünden kına çöktü
kokun top...
Bu, ne cimrilik azizim?
Ne diye saklanır benden güzelliğin?
Elbet öyledir,
Senden,noksandır güzelliğim.
Senden noksandır, yüreğim.
Neyleyim?
Anlamam ne...
son kez fısılda o ressam kim
öylesi bir özenle tutturulan mim
kalbe örülen acınası duvarlar gibi
kim bu köhne surların masum işçisi
özenle tutunduğun b...
gecenin tadı ağzımda. dünya'nın hududunda ayaklarım sarhoş, gölgelerin beri tarafında tökezliyorum. bu sarhoşluğun iki şafağa kalmaz dilime de vuracağını bil...
Öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna demiş Nilgün,
ben sana kuşlar uçurmaktan yoruldum.
Göğsümde sakladığım kanatlara küstüm
adımı unutursun diye puta so...
İskelenin derdi çoktur
Takati istemsiz boldur
Kaç gönül ufalanır
Bu sarhoş iskelede
Mayışmak yani bir nevi ayılmak
Susuz korkuluklar mesela
yani diyo...
Birimiz ölür, birimiz dogariz.
Değişmez bir kanun bu.
İçinden çıkılmaz savaşların ortasında
bir aşkın gün batımında
ya da sadece gözyaşlarımızda
ölmek...
Mutluluğun sırrını mı öğrenmek istiyorsun? O halde öğrenecek hiçbir şeye sahip değilsin azizim.
Mutluluk hiçbir şey düşünmemektir. Hani o kadar hiçbir şey o...
dudaklarının biçemiyle
bir sırra kat(l)olunuş
testerenin altın başına
güller savatladın dişlerinle
yaprakların alında
teşhir oldu kanım tenine
g...
Benim arzuhalim bile kifayetsizken
Bu vasfı ortaya atan haysiyetsiz kim?
Şu sıra dağların üzerinde bulunan
Anaların ocağını söndüren yürek
Bu perspek...
Yalnız değilim aslında
Var sevdiklerim
Ama nedense parçalanıyor içim
Diyardan diyara kanamış dizlerim
Var olmaktan gelmiş hep izlerim
Gün solmuş de...
etin ıslağı pür, bu neşterin örfüdür
canın alı
kokunun kesifine körük
tövbe şirke aykırı
artık
sezgil ezgiler uçkun dizekler içre birer ölüdür
...
Kırılır tadı bulantının. Gece ve ay oradadır, suçsuzdur.
Kurtarıcı aranmaz bir havadır.
Kocaman bir şimdidir hapsolduğu. Yabancı dünle, etkisiz anla ve mer...
seherin kanlı kirpikleri
gözlerim bensiz doğdu
kan ezeldendir bana kara bir lekedir
ve ben ile gözlerim,
gözlerim: tenimdeki soluğun en haritasız belde...
Suflörün damağında diken kırıkları. Kanının karası dudak çukurundan çenesine boydaş. Sicilinde yazıyor ki, ilk sahneden evvel bir demet gül yemiş.
Perdeni...
Kanın köründe yalın ayak görücüye gittim devrin öletine. Ve sen, Zekeriyya'nın sırtındaki höyüğe hem şahit, hem kösnüsün. Şeytanın soluğuyla sırlı, aşktan ya...
küçük kız,
yıldızın ışığı
gecenin kurumuna siper
karanlığın buzul çağı
gör, odur yakamozluğa bürünen
ağzın dualara deviniyor
şükrün onun dönüş...
Bir yazın tarihinde ilk defa
hakir görülmüş çocuk olacağım.
Olmak ne kelime!
Rolüme kendimce yavanlık katacagım.
Şu alemde müsvedde olanlar kadar
-ki mü...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok