Yanardık böyle ellerden uzak
Bilmezdik bir suyun adını merhamette
Ve göz bebeklerine kurulan her tuzak
Kuzgunla bekletirdi öfkemizi nöbette
Bir kaçıklığı...
Yararlı bir çalıntıdan bahsediyordu. Her taraftan kazanıldığı sanılan bir çalıntı. Bilen bir taraf vardı, hediyesinin doğru verilmiş olduğuna sonsuz bir veri...
Vücudum ateşler içinde yanarken ve kemiklerimin her bir parçası beni yattığım yatağa çivilerken adeta kafamın içindeki sesleri susturmaya çalışıyordum bir ya...
Artık insanlığın yaşamadığı bu izbe yere yüreğimin karanlık dehlizlerini aşarak geldim. Yaşamak için değil ölmeye geldim. Sana geldim. Sen ise varla yok aras...
Elbet bir hinlik vardır seni sevişimde
ey kanıma çakıllar karıştıran isyan
*
saçlarıma bin küsür yalnızlığı takıp girdiğim şehre
insan varlığımızdan tuh...
Uzaktan bir ses çağırıyor yüzümü.
Fakat kirli ve karanlık bir suretim.
Uzaktan bir nefes çağlıyor hüznümü.
Nasıl? Ben hiç seçilmeyen bir siretim.
Görülme...
Hayat denizine dalmışım ilk günden
Daldıkça derine şaşıyorum
Ürkütüyor yosun kaplı karanlık
Gün ışığı ne kadar uzak
Erişir mi dibe batan güneşe
Çıkılır...
Adını bilmediğim bir duygu
İçerisindeyim belki bir
Umut belki bir çaresizlik
Ya da ihtimal
Fakat susmuyor içimdeki
O cadde boyu çığlık
Geçmiyor göz...
Biri yargıç öteki yarbay
Karşılarındaki düşman
Topyekün saray
Ellerinde ne bir mızrak ne bir kalkan
Ruhları varmış göğe çoktan
Bedenleri geçiyor zamanda...
Sandalyenin sert zemini kalçama batmaya başlamıştı çoktan. Avuçlarım terden sırılsıklam olmuştu. Gözlerimi kaçırmamak için kendimi zorladım ve avuçlarımı diz...
Kendisi kısa ama etkisinin çok fazla olduğunu düşündüğüm kitap. Hem umudu hem de çaresizliği anlatan kitap. Aynı anda mutlu olabilirken gözlerimin dolmasına ...
Terziler geldiler. Kırılmış büyük şeylere benzeyen şeylerle
daha çok koyu renklere ve daha çok ilişkilere
Bir kenti korkutan ve utandıran şeylerle.
Kumaşl...
gördüğün tüm kaygıları unut
ruhun ekmek arası çırpınışları.
gün doğumunda silinen yakamozu,
izleyen kimse kalmadı
belki hiç yoktu
bilinmez.
belediyenin...
Zormuş rüzgara boyun eğmeden durabilmek,
Boyun eğene çok görmemek gerek,
Zormuş dikene dokunabilmek,
Belki gülden vazgeçmek gerek.
Huymuş geçmişin göl...
çaldığım kapılar ne açılıyor ne kapanıyor, hatta kapıya sıkıştığım bile oldu. yürüdüğüm yolları farklı hislerle yürüyorum. bir şeylerin yoluna girdiğini hiss...
10...
Bir adet silah sıkıldı hayatıma
Düşlerim, düşüşlerşm sokak başında
9...
Dibimdeymiş katilim
Yakın arkadaşım Ahmet
8...
Daha geçen öldürdü birini...
"Bombalardan bahsediyorum. İnsanlık onurundan bahsediyorum. İnsan haklarından... Victor, lütfen bana Krakozya'dan korktuğunu söylemekten korkma!
“Vatan. Ben...
Boş, bomboş ama düşünmekten boş. Görmek istemiyorum, duymak istemiyorum hele konuşmak, hiç istemiyorum. Ama konuşuyorum. Elimde değil, dayanamıyorum. Kaçınam...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok